
Eğitim İş Sendikası Balıkesir Şubesi tarafından ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’ nedeniyle Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Eğitim İş Genel Merkez yönetiminden Genel Sekreter Ebru Sungar ve Genel Basın Yayın Sekreteri Yakup Tekin Efe ile sendika üyeleri, CHP’liler ve bazı sivil toplum örgütü yöneticileri de katılarak destek verdi.
Genel Basın Yayın Sekreteri Yakup Tekin Efe, Eğitim İş Genel Merkezi olarak Danıştay'ın ‘Öğrenci Andı’ kararını süresi dolmasına karşın uygulamaya koymayan MEB hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Basın açıklaması Eğitim İş Genel Sekreteri Ebru Sungar tarafından yapıldı.
Eğitim İş Genel Sekreteri Ebru Sungar, konuşmasında Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri’nin kendisine verdiği ‘Başöğretmen’ unvanını kabul etmesinin de yıldönümü olan 24 Kasım tarihinin, 1981 yılından itibaren ‘Öğretmenler Günü’ olarak kutlandığını hatırlattı.
Başöğretmen Atatürk’ü saygıyla andıklarını ifade eden Sungar, tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutladı. Atatürk’ün, ulusal bütünlüğümüzün kurulmasında ve geliştirilmesinde, Türkiye’nin çağdaşlaşmasında en önemli görevi Öğretmenlere verdiğini ifade eden Sungar, Atatürk’ün, “Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğitimciden yoksun bir ulus, henüz ulus adını alma yeteneğini kazanmamıştır” sözlerinin bunun en güzel örneği olduğunu söyledi.
Bugün, Türkiye’de öğretmenlerin hak ettiği ilgi ve değeri gördüğünü, taleplerinin karşılandığını söylemenin mümkün olmadığının altını çizen Sungar, “Muhalif ve örgütlü Öğretmen, devletin gözünde sakıncalı görülmekte; Öğretmenin mesleki ve demokratik haklarını savunacağı örgütlenme hakkı engellenmekte; kendisini daha da yetiştirecek ve toplumda saygınlığını sürdürecek maddi olanaklardan yoksun bırakılmaktadır. Eğitimi bilimsel ve laik özünden koparmaya çalışan siyasi kadrolar, eğitimi çökertirken Öğretmeni de ezmektedir” dedi.
“SORUNLAR DAHA DA DERİNLEŞTİ”
Sungar, açıklamasında Öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük haklarının AKP iktidarı döneminde ciddi şekilde gerilediğini belirtti.
Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla öğretim birliğine vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama gayreti, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi, okullarda yaşanan şiddetin artması, ihraçlar ve açığa almalar, sürgünler, sözleşmeli ve güvencesiz istihdam uygulamalarıyla Öğretmenlerin yaşadığı sorunların daha da derinleştirdiğini vurgulayan Sungar, “MEB’deki Öğretmen açığı, 15 Temmuz darbesinden sonra ilan edilen OHAL ve KHK’lerle açığa almalar ve ihraçlar sonucunda iki katına çıktı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bakanlığa bağlı okullarda öğretmen ihtiyacının Eylül 2018 itibariyle, 117 bin 403 olduğunu açıkladı. Ancak Aralık ayı sonunda atanacak öğretmen sayısı ise sadece 20 bin olacak” diye konuştu.
“ÖĞRETMENLER, CEZALANDIRILMAK İSTENİYOR”
MEB’lığının kadrolu Öğretmen atamasından vazgeçerek doğrudan torpil anlamına gelen mülakata dayalı sözleşmeli öğretmen sistemini getirdiğini belirten Sungar, “Bakanlık, öğretmen açığını ücretli öğretmenlik ile kapatmaya çalışmaktadır. Yaklaşık 450 bin ataması yapılmayan Öğretmen varken ücretli Öğretmenlik gibi geçici çözümlerle okullardaki öğretmen açığının kapatılması mümkün değildir. 1739 sayılı milli eğitim temel kanununa ve imzaladığımız uluslararası sözleşmelere göre öğretmenlik mesleği uzmanlık mesleğidir. Öğretmen açığının ücretli Öğretmen uygulamasıyla kapatılmaya çalışılması, eğitimin niteliğini de olumsuz yönde etkilemektedir. Sendikal faaliyetler suç olarak gösterilmeye çalışılmakta, örgütlü öğretmenler sendikalarının aldığı eylem kararları doğrultusunda demokratik haklarını kullandıkları için cezalandırılmak istenmektedir” dedi.
EĞİTİM İŞ’TEN HÜKÜMETE ÖNERİLER
Sungar, basın açıklamasının son bölümünde AKP Hükümetine şu önerilerde bulundu: “Öğretmenlerin yoksulluk sınırı altında ücret almalarına son verilmelidir. Eşit işe eşit ücret kapsamında ek ders adaletsizlikleri giderilmeli, diğer çalışanlara verilen ek ödeme öğretmenlere de verilmelidir. 3600 ek gösterge hemen verilmeli. Çalışanların üstündeki vergi yükü kaldırılmalı ya da en fazla %10 olmalı. Ücretli, sözleşmeli öğretmenliğe son verilmeli, kadrolu güvenceli atama yapılmalı. Öğretmen ve yönetici atamaları başta olmak üzere tüm atamalarda mülakat kaldırılmalı, tüm kademelerde kariyer basamaklarının önünü açacak düzenlemeler ile liyakat esas alınmalı. Öğretmenlerin aile bütünlüğü, yer değiştirme adaletsizliği sorunları çözülmeli. Öğretmenlik meslek kanunu Öğretmenlerin iş güvencesini sağlayacak, mesleki saygınlığı güçlendirecek şekilde düzenlenmeli. Öğretmenlere yönelik şiddetin önüne geçecek önlemler alınmalı. Uzman/Başöğretmen adaletsizliği giderilmeli, bu unvanlar kaldırılarak 5 yılını dolduran öğretmenlere Uzman Öğretmenlik, 10 yılını dolduran Öğretmenlere Baş Öğretmenlik tazminatı ödenmelidir.” Cengiz GÜNER

