
Balıkesir, Türkiye’nin önde gelen zeytin üretim merkezlerinden biri. Ancak bu yıl Ekim ayı sonunda başlayacak olan zeytin ve zeytinyağı hasadı öncesinde üreticiler temkinli konuşuyor. “Yok yılı” beklentisi, hem rekolte hem de fiyatlar konusunda belirsizlik yaratıyor.
“Yok Yılı” Endişesi Rekolteyi Gölgeliyor
Balıkesir’in Ayvalık, Edremit, Burhaniye ve Havran ilçeleri, zeytin üretiminde kritik öneme sahip. Geçen yıl bazı bölgelerde bol ürün elde edilmişti. Ancak zeytin ağaçlarının doğası gereği bir yıl yüksek verim, diğer yıl düşük verim gerçekleşiyor. Bu döngüye halk arasında “yok yılı” deniyor.
Üreticiler, bu yıl ağaçlarda zeytin miktarının düşük olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle Edremit tipi yağlık zeytin ağaçlarında geçen yılki bolluğun bu sezon yaşanmayacağı tahmin ediliyor. Balıkesir genelinde rekoltenin 200 bin tonun altında kalabileceği konuşuluyor. Bu tablo, hem üretici hem de tüketici açısından kaygı verici.
Fiyatlar Yüksek, Maliyetler Daha da Yüksek
Hasat öncesinde en çok merak edilen konulardan biri de zeytin ve zeytinyağı fiyatları. Çiftçiler, girdi maliyetlerinin hızla yükseldiğini belirtiyor. Gübre, mazot, ilaç ve işçilik giderleri geçen yıla göre katlandı.
Üreticiler, maliyetler karşısında fiyatların litre başına 300 TL’nin altında olmaması gerektiğini savunuyor. Ancak rekoltenin düşük olması, fiyatların tüketiciye daha da yüksek yansımasına yol açabilir. Bu durum, sofralık zeytinden zeytinyağına kadar geniş bir yelpazede piyasayı etkileyecek.
İhracatta Belirsizlik Hakim
Balıkesir’de üretilen zeytinyağı, Ayvalık ve Edremit markalarıyla uluslararası alanda biliniyor. Geçen yıllarda Avrupa ve Amerika pazarında talep artmıştı. Ancak bu sezon ihracatta hedefler belirsiz.
“Yok yılı” nedeniyle düşük rekolte, ihracat için ayrılacak miktarı kısıtlayabilir. Uzmanlar, kalite korunursa pazar payının azalmasının önlenebileceğini söylüyor. Yine de üreticiler, ihracat gelirlerinde geçen yıla kıyasla düşüş bekliyor.
Zor Bir Hasat Sezonu Kapıda
Balıkesir’de zeytin ve zeytinyağı hasadı, bu yıl üreticiler için umutlu değil, endişeli bir bekleyişe dönüştü. Rekoltenin düşeceği, maliyetlerin yükseleceği ve ihracatta daralma yaşanabileceği öngörülüyor.

