
Eğitim-İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı Mustafa Demiralp, infaz düzenlemesini eleştirdi. Demiralp, AKP ve MHP'nin mutabık kaldığı ve TBMM Adalet Komisyonu'ndan muhalefet partilerinin itirazlarına rağmen gelen taslağın, medyaya yansıyan kısımlarının bile kamuoyunu endişelendirdiğini söyledi.
Demiralp, kamuoyundan gelecek tepkileri azaltmak için sonradan adına af değil infaz tasarısı dense de, bu hamlenin toplumda sosyolojik ve fiziki olarak büyük yaralar açacağını kaydetti.
Demiralp, hapishanelerde insanların üst üste yattığı, yeterli yer olmadığı ve bu koşulların pandemi için büyük risk oluşturduğu gerekçesiyle hazırlanan taslağın, sırf muhalif oldukları için hapsedilen aydınları, gazetecileri, siyasetçileri kapsamayıp; uyuşturucu suçluları, tecavüzcüler, çocuk istismarcıları, mafyalar ve suç teşkilatları, kadına ve çocuğa şiddet suçluları, dolandırıcılar ve hırsızlar, cana kıydıkları halde kasten adam öldürmekle hüküm giymemiş olanlar için ya tahliye ya da büyük oranda ceza indirimi öngördüğünü iddia etti.
Siyasileştirilen ve evrensel hukuk ilkelerinden uzaklaştırılan yargı sisteminin, her türlü muhalif çıkışı, hakikati yazma inadına sahip kalemi devlete karşı suç işlemek ya da örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt yararına faaliyet göstermek gibi muğlak kalıplarla suçladığı bu koşullarda, bu sistemin mağdur ettiği aydınların içeride, tecavüzcülerin ve uyuşturucu satıcılarının dışarıda olmasının asla kabul edilemez bir anlayış olduğunu kaydeden Demiralp, açıklamasını şöyle tamamladı: “Sadece Mart ayında 9 gazetecinin tutuklanmış olması, tablonun vahametini göstermektedir. Korona bahanesiyle gündeme getirilen söz konusu taslak, toplum vicdanıyla, evrensel hukuk ilkesiyle, devlette olması gereken eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı gibi, pandemi konusunda da faydadan çok zarar verme riski taşımaktadır. Salgın dönemlerinde suç oranlarının arttığı sosyolojik, bu kadar yıl hapiste kalmış insanların özgürlüğe kavuşunca evde kal uyarısını dikkate almayacağı da psikolojik gerçeklerdir. Dolayısıyla söz konusu tasarı, bu haliyle salgına karşı bir önlem değil, salgını fırsata dönüştürme hamlesidir. Hapishaneler boşaltılacaksa, bunu getiren tasarı başta eli kalemden başka bir şey tutmamış aydınları kapsamalı, kadınlara ve çocuklara karşı suç işleyenleri ise dışlamalıdır. Böyle bir af tasarısı, toplum vicdanını yaralamaması açısından adil olmalıdır. Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz, Montaigne'nin dediği gibi adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur!” Cengiz GÜNER

