Yayınlanma Tarihi :

Cunta ne demek?

Cunta ne demek?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultayda kullandığı “cunta” kelimesi ülke gündeminin ilk sıralarına oturdu. Peki ‘Cunta’ tanımı, hangi durumları işaret ediyor?

Cunta, genellikle silahlı kuvvetler içerisinden çıkan bir grup subayın, demokratik yolları dışlayarak yönetime zorla el koyduğu yapılanmaya verilen isimdir. Sivil hükümetlerin işleyişine müdahale eden bu yapılar, anayasal düzeni askıya alarak kendi yönetim biçimlerini uygularlar. Cuntalar çoğunlukla darbe yoluyla ortaya çıkar ve halk iradesini yok sayarak, toplumsal ve siyasal alanda derin izler bırakırlar.

TÜRKİYE’DE CUNTA ÖRNEKLERİ

Türkiye, yakın tarihinde birçok kez cunta yapılanmalarıyla karşı karşıya kaldı. Bu yapıların bazıları doğrudan yönetime el koyarken, bazıları da perde arkasında etkili oldu.

27 Mayıs 1960 Darbesi: İlk Askerî Müdahale

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir grup genç subayı tarafından gerçekleştirilen bu darbe, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk askerî müdahale olarak kayıtlara geçti. Kurulan Milli Birlik Komitesi, dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve arkadaşlarını görevden aldı. Cunta yönetimi, anayasanın askıya alınmasına, Meclis’in feshedilmesine ve yeni bir anayasa hazırlanmasına öncülük etti.

12 Mart 1971 Muhtırası: Posta Kutusundan Gelen Cunta Baskısı

12 Mart’ta Türk Silahlı Kuvvetleri, hükümete muhtıra vererek “Anarşi ve ekonomik kriz” gerekçesiyle istifa çağrısında bulundu. Bu dönemde asker doğrudan yönetime el koymadı ancak hükümetin düşmesini sağladı. Bu, ‘Muhtıra yoluyla cunta baskısı’nın tipik bir örneği olarak değerlendirildi.

12 Eylül 1980 Darbesi: En Sert Cunta Rejimi

General Kenan Evren liderliğindeki askerî cunta, ülke genelindeki siyasi kaos ve çatışmaları gerekçe göstererek yönetime el koydu. Parlamento feshedildi, siyasi partiler kapatıldı, binlerce kişi gözaltına alındı, işkenceler ve idamlar yaşandı. 1982 Anayasası bu dönemde hazırlandı ve bugünkü siyasi sistemin pek çok temel taşı o süreçte atıldı.

28 Şubat 1997: Postmodern Darbe

Bu dönemde askerî yetkililer, Refah-Yol hükümetine yönelik baskılarla bir nevi “Yumuşak Cunta” uyguladı. Milli Güvenlik Kurulu kararlarıyla sivil hükümet istifaya zorlandı. Süreç, demokratik görünümlü ama askeri yönlendirmeyle şekillendiği için “Postmodern Darbe” olarak anıldı.

15 Temmuz 2016: Kanlı Cunta Girişimi

FETÖ’ye bağlı bir grup asker, anayasal düzeni yıkmak amacıyla darbe girişiminde bulundu. Türkiye tarihinin en kanlı cunta kalkışmalarından biri olan bu girişim, halkın direnişiyle engellendi. 250’den fazla insan hayatını kaybetti, binlercesi yaralandı. Bu olay, demokrasiyi hedef alan en büyük tehditlerden biri olarak hafızalara kazındı.

Cuntaların Ortak Özelliği: Demokrasiyi Reddetmek

Cuntalar, halk iradesiyle seçilmiş hükümetleri yok sayarak, demokratik işleyişi sekteye uğratır. Siyasi partilerin kapatılması, basın özgürlüğünün kısıtlanması, insan haklarının ihlali gibi uygulamalar, cunta dönemlerinde sıklıkla görülür. Türkiye gibi demokratik gelişim sürecinde olan ülkelerde, cunta yapılanmaları, toplumun hafızasında derin travmalara yol açtı.

Cunta, sadece bir askeri kalkışma değil; aynı zamanda bir toplumun özgürlüklerine, hukukuna ve geleceğine vurulan darbedir. Türkiye’nin tarihî deneyimleri, bu tür yapılar karşısında demokrasinin ne denli korunması gereken bir değer olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Kaynak : Harun Çağlar

YORUM YAP