BIST 100
11.007,37 0,81%
DOLAR
42,5086 0,10%
EURO
49,5824 0,11%
GRAM ALTIN
5.788,79 0,62%
FAİZ
37,98 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
79,84 2,28%
BITCOIN
91.010,00 -1,26%
GBP/TRY
56,7760 0,06%
EUR/USD
1,1655 0,09%
BRENT
63,72 0,76%
ÇEYREK ALTIN
9.464,66 0,62%
Balıkesir Sisli
Balıkesir hava durumu
9 °

Dikici: Afet riskleri büyüyor

betül dikici

TMMOB Balıkesir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Balıkesir Şube Başkanı Betül Dikici, kurul adına yaptığı açıklamada 12 Kasım Düzce depreminin yirmi üçüncü yılında afet risklerinin büyüdüğünü söyledi.

Ülkenin son yüzyılda yaşadığı en büyük felaketlerden olan 12 Kasım 1999 tarihli Bolu-Düzce Depremlerinin üzerinden yirmi üç yıl geçtiğini hatırlatan TMMOB Balıkesir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Balıkesir Şube Başkanı Betül Dikici, “12 Kasım 1999 tarihinde Düzce’de 7,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi,  deprem sonucunda bine yakın yurttaşımız hayatını kaybetti, beş bine yakın yurttaşımız  yaralandı, binlerce ev ve işyerinde çeşitli düzeylerde hasarlar meydana gelmişti” dedi.

DİKİCİ’DEN SAĞLIKLI VE GÜVENLİ YAPI VURGUSU

Ülke topraklarının tamamının depremsellik koşullarında olduğunu vurgulayan Dikici, ülkemizde sık aralıklarla büyük şiddette depremler yaşanmakta olmasına rağmen yaşanan yıkım ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları merkezi ve yerel yönetimlerce günümüzde de sürdürüldüğünü öne sürdü.

Dikici, “Yaşanan süreçte uygulamaya geçirilen mevzuat ve düzenlemelerle kentsel ve kırsal alanlarda bütüncül planlama anlayışı terk edilmiş ve yapılı çevrede afet riskleri azaltılmak yerine artırılmıştır. Sağlıklı ve güvenli yapı üretim sürecinin güvencesi olan kamusal denetim devre dışı bırakılmış; yerini sermaye ve finans odaklı dönüşüm politikaları aldı. Milat olarak kabul edilen Marmara Depremleri ile Van Depreminin ardından; kentsel ve kırsal alanlardaki mevcut yapılaşmanın güvenli hale getirilmesi; tehlike arz eden yapıların tespit edilerek yenilenmesi gerekçeleri ile 2012 yılında Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yürürlüğe sokulmuş ve uygulama sorumluluğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verildi. Ancak aradan geçen sürede kentlerimiz afetlere karşı hazırlanmadığı gibi Bakanlık ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ) eliyle; kentler ve kırsal alanlar, tabiat varlıkları, koruma alanları, ormanlar, kıyılar, milli parklar, doğal sit alanları, meralar, yaylalar ve kışlaklar yıkımın ve plansız yatırımların şantiyesi haline gelmiştir. Mesleki hak ve yetkiler kısıtlanıp meslek mensupları dışlanarak sağlıklı ve güvenli yapı üretim sürecinin koşulu olan nitelikli mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetleri engellenmiş; kısa zamanda ve çok sayıda yapı üretilmesi baskısıyla kentlerimiz, deprem ve tüm diğer afetler karşısında güvencesiz hale gelmiştir.

Afet risklerini azaltmaya yönelik hiç bir gerçekçi proje üretilmemiş; yapılı çevremiz afetlere karşı daha da güvensiz hale gelmiştir. İstanbul örneğinde olduğu gibi Afete Yönelik Acil Eylem Planı’na göre olası bir afette kullanılması planlanan toplanma alanlarında; imar planlarında yapılan değişikliklerle iş merkezi, alışveriş merkezi, toplu konut ve stat inşa edilmesinde bir sakınca görülmedi. Ve imar affı her seçim süreçlerinde iktidar tarafından gündeme getirilerek; kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihi, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilen bina ve tesisler dahil olmak üzere, bütün kaçak yapıları yasal hale getirilmektedir. Ne yazık ki bu anlayışın bedeli, 2011 yılında yaşadığımız Van Depremlerinden 2020 yılında yaşadığımız Elazığ ve İzmir depremlerine kadar yurttaşlarımızın canlarıyla ödendi” diye konuştu.

“RANT ODAKLI PLANLAMA, KENTLEŞME VE YAPILAŞMA POLİTİKALARI TERK EDİLMELİ”

Afet ve afet sonrası süreçlerin yönetimi hakkında geliştirilecek politikaların bilim insanlarını, meslek odalarını, akademik kuruluşları ve ilgili tüm kesimleri dikkate alarak oluşturulmasının, toplumsal ve yönetimsel hafızanın korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının zorunlu olduğunu dile getiren Dikici, “Yaşanan yıkım ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları terk edilmelidir. TMMOB Balıkesir İl Koordinasyon Kurulu olarak, 12 Kasım 1999 Düzce Depreminin 23. yılında, yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımızı saygıyla, anıyoruz. Doğal afetlerin tahribata ve can kaybına yol açmasının temelinde yer alan, mimarlık ve şehircilik ilkelerine aykırı planlama, yapı üretim ve denetim süreçleri karşısında mesleki ve toplumsal sorumluluklarımız temelinde çabalarımızı kararlı bir şekilde sürdüreceğimizi değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz” dedi. Cengiz GÜNER

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?