
Elektrikli araçların yükselişi, fosil yakıtlı otomobilleri ikinci plana iterken; Paris İklim Anlaşması’yla ilişkilendirilen ‘15 dakikalık şehir’ iddiaları, komplo teorisyenlerinin gündeminde. Peki İklim Kanunu’nun artçısı olan ‘Karbon Vergisi’ gerçeğiyle yüzleşmeye hazırlanan Türkiye’de, hangi araç sahipleri daha fazla etkilenecek?
Balıkesir’de hem şehir merkezinde hem de kırsalda araç kullanım oranı her geçen gün artarken, sokaklarda sıkça karşılaşılan yeni nesil elektrikli otomobiller dikkat çekiyor. Yerli üretim TOGG başta olmak üzere birçok marka ve modelin rağbet gördüğü Balıkesir’de, hem çevresel kaygılar hem de yakıt ekonomisi, vatandaşları elektrikliye yöneltiyor. Ancak bu dönüşümün arkasında yalnızca iklim değişikliğiyle mücadele değil, tartışmalı iddialar da var.
Paris İklim Anlaşması’nın imzalanmasının ardından bazı çevreler, bu dönüşümün ‘15 dakikalık şehirler’ projesi için bir altyapı hazırlığı olduğunu öne sürüyor. Bu teorilere göre, bireysel ulaşımı sınırlandırmak ve insanları belirli bölgelerde yaşamaya zorlamak hedefleniyor. Her ne kadar resmi kurumlar bu iddiaları reddetse de sosyal medyada yayılan bu teoriler kamuoyunun ilgisini çekmeyi sürdürüyor.
FOSİL YAKITLI ARAÇLARIN DEZAVANTAJI ARTIYOR
Elektrikli otomobiller, düşük yakıt maliyeti ve sessiz sürüş gibi avantajlarının yanı sıra, bakım masraflarının daha düşük olmasıyla da öne çıkıyor. Özellikle şehir içinde kısa mesafe kullanan Balıkesirli sürücüler için ekonomik bir tercih haline gelen elektrikli araçlar, yeni nesil teşviklerle birlikte daha ulaşılabilir hale geliyor.
Öte yandan, benzinli ve dizel araç sahipleri için tablo giderek zorlaşıyor. Artan akaryakıt fiyatları bir yana, 2026 yılı itibarıyla Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanması planlanan Karbon Vergisi, Türkiye için de uyarı niteliği taşıyor. Uzmanlara göre, Türkiye’de de benzer bir vergi sisteminin birkaç yıl içinde gündeme gelmesi bekleniyor.
KARBON VERGİSİ KİMLERİ ETKİLEYECEK?
Karbon vergisi, araçların atmosfere saldığı sera gazı miktarına göre ek bir maliyet getiriyor. Bu da doğrudan fosil yakıtlı araç sahiplerini ilgilendiriyor. Büyük motor hacimli ve eski model araçlar, bu vergiden en fazla etkilenecek grupların başında geliyor. Elektrikli araçlar ise sıfır emisyonlu oldukları için bu vergiden muaf tutulacak ya da çok düşük oranlarla karşılaşacak.
BALIKESİR'DE UYUM SÜRECİ BAŞLADI
Balıkesir’de de elektrikli araç şarj istasyonu yatırımları hızla artarken, şehirde hem bireysel hem ticari kullanımda elektrikli araçların oranı dikkat çekici biçimde yükseliyor. Taksi esnafından özel araç sahiplerine kadar geniş bir kesim, sessiz sedasız bu dönüşümün parçası oluyor.
Ancak tüm bu gelişmelere rağmen bazı vatandaşlar, araçların izlenebilirliği, batarya maliyetleri ve şarj altyapısının yetersizliği gibi kaygılar nedeniyle temkinli davranıyor. Bu noktada kamuoyunun sağlıklı bilgilendirilmesi, komplo teorilerinden arındırılmış şeffaf politikalarla mümkün olabilir.
Elektrikli araçlar yalnızca çevre dostu bir seçenek değil, aynı zamanda olası karbon vergileri ve yakıt maliyetleri düşünüldüğünde ekonomik açıdan da öne çıkıyor. Balıkesir gibi geniş yüzölçüme sahip şehirlerde bu geçişin hızlanması, yerel yöneticilerin altyapı yatırımlarına vereceği destekle doğrudan ilişkili olacak.