BIST 100
10.628,63 -0,11%
DOLAR
42,2898 0,04%
EURO
49,2592 0,02%
GRAM ALTIN
5.672,01 0,27%
FAİZ
40,20 0,15%
GÜMÜŞ GRAM
71,15 0,09%
BITCOIN
99.684,00 0,94%
GBP/TRY
55,7752 -0,09%
EUR/USD
1,1637 0,03%
BRENT
63,00 0,46%
ÇEYREK ALTIN
9.273,73 0,27%
Balıkesir Az Bulutlu
Balıkesir hava durumu
7 °

İMO: Depreme hazır değiliz!

Balıkesir İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu, Van depreminin 9. yıldönümü nedeniyle açıklamada bulundu.

İMO yönetimi tarafından yayımlanan mesajda ifadelere yer verildi: “Depremler ülkesi Türkiye, bundan 9 yıl önce 23 Ekim 2011 günü Van`da bir kez daha sarsıldı. Meydana gelen 7,1 büyüklüğündeki depremde 604 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Yaşanan depremler sonrasında birçok bina oturulamaz hale gelirken, müdahalede yaşanan sorunlar, günlük hayatın asgari düzeyde devam ettirilmesini bile zorlaştırdı. Van ilk depremin şokunu henüz atlatamamışken, kent afete teslim olmuşken, bu kez de 9 Kasım 2011 günü merkez üssü Edremit ilçesi olan 5,7 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Bu depremde ise 40 vatandaşımız yaşamını yitirdi.

Van depremlerinde yaşanan yıkımlar ve can kayıpları, 16 Mayıs 2012 tarihinde kabul edilen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanunla birlikte popülizme malzeme edilerek, Kentsel Dönüşüm Uygulamaları, herhangi bir veri veya envanter çalışmasına dayanmaksızın 33 ilde aynı anda 150 kamu binasının yıkımı ile başlatıldı. Yıkımların neye göre belirlendiği konusunda bilinen tek şey, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının riskli alan ve riskli yapıların tespit çalışmalarının başlatılması için 81 il Valiliği ve Belediyeye bir genelge göndererek talimat vermiş olmasıydı. Yapı denetimden muaf tutulan TOKİ’ye rezerv alanlarının belirlenmesi gibi önemli bir yetki daha verilerek asıl amaçlananın ne olduğu açıkça ortaya konmuş oldu. Kentlerimiz adeta, Van ili özelinde de olduğu gibi, gerekli etüt ve planlama çalışmaları tamamlanmadan inşaatlara başlayan TOKİ’nin insafına terk edildi.

Bugüne gelindiğinde açıkça görüldüğü üzere, yapı üretim ve denetim süreci kuralsızlığa ve niteliksizliğe mahkum edilmiştir. Açıktır ki bu durum, bir deprem ülkesi olan Türkiye açısından cinayete davetiye çıkarmaktır. Bu da yetmezmiş gibi, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız yapıların kayıt altına alınması gerekçe gösterilerek 18.5.2018 tarihinde İmar Kanununa eklenen geçici 16. madde ile imar barışı adı altında kaçak yapılara af getirilmiştir. Mühendislik hizmeti almadan üretilen yapılar yasallaştırılarak vatandaşların can ve mal güvenliği tehlikeye atılmış, binaların güvenliğinin sorumluluğu yapı sahiplerine bırakılmıştır.

Ülkemizde inşaat yapım sürecinde asıl özne olması gereken inşaat mühendisleri, siyasal iktidarın inşaat sektörüne yönelik politikaları neticesinde bir ara eleman statüsüne indirilmiştir. Ülkemizin deprem gerçeğiyle gerçek bir biçimde yüzleşmesi için mühendislik faaliyetinin, yapı üretim sürecinin temel taşı olarak konumlandırılması kaçınılmazdır. İnşaat Mühendisleri Odası olarak, mühendislik hizmeti almadan, bilime ve mühendislik mesleğinin gereklerine dayanılarak üretilmemiş tek bir yapı kalmayana kadar mücadele etmeyi sürdüreceğimizin bilinmesini isteriz. Halkımızın can ve mal güvenliği için, ülkemizin daha fazla acı yaşamaması ve ekonomik olarak daha büyük zararlara uğranmaması için, afetler yaşamadan gereken önlemlerin alınarak depremlere hazırlanmanın gerçek gündemimiz olduğunu bir kez daha hatırlatırız. Van Depremlerinde kaybettiklerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyor, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyoruz.” Cengiz GÜNER

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?