
Ak Parti Balıkesir İl Başkanı Ekrem Başaran, 16 Mart Dünya Vicdan Günü’nde tüm insanlığın ortak temel değeri olması gereken vicdan duygusunun önemine dikkat çekti.
‘16 Mart Dünya Vicdan Günü’ nedeniyle açıklama yapan Ak Parti Balıkesir İl Başkanı Ekrem Başaran, 16 Mart Dünya Vicdan Günü’nün 2003 senesinde İsrail buldozerleri tarafından ezilerek hayatını kaybeden Rachel Corrie’ye ithaf edilmiş bir gün olduğunu söyledi.
Başaran, “Aslında Rachel Corrie, bu kalpsizleşen dünyanın vicdanı olmuştur. Halepçe Katliamı, Hocalı Katliamı, 15 Temmuz Kalkışması ve Suriye’de yapılan katliamlar hep kalpsizleşenlerin, vicdani değerleri unutanların gerçekleştirdiği, yaşattığı acılara birer örnektir. İnsanlık suçunun bir tezahürü olan bu gibi olaylar saymakla bitmez. O nedenle vicdanlı olmak çok önemlidir. Vicdan, insanın en mümtaz yanı, yani en ince tarafıdır. İçsel bir ahlaki şuur olarak vicdan; her zaman hak, adalet ve hakkaniyetten yanadır. Bu bakımdan vicdan insanın belki de en güvenilir ahlak öğretmenidir. Çünkü o gerek bireysel gerek toplumsal tutum ve davranışları ahlaki açıdan hiçbir kayırmada bulunmadan ve hiçbir çifte standarda yaslanmadan değerlendirir. İnsan ahlaki değerleri ihlal ettiği zaman, içinde kendi “ben”ine hâkim olabilecek güçlü bir “ben”in baskısına maruz kalır. İşte bu baskı mercii vicdandır” dedi.
“VİCDAN HERZAMAN, HAKLININ, MAĞDURUN VE MAZLUMUN YANANDA YER ALIR”
Başaran, “Evet, akıl neyin ne olduğunu bilir, kavrar; fakat kalp ve gönülle ahenkli bir işbirliğine yanaşmadığında yanlış istikametlere yönelir. Aklın mürebbisi vicdandır. Vicdanın mahalli ise Kur’an’da sadr, fuad, lüb, nüha gibi kavramlarla ifade edilen ya da kısaca ilahî bir cevher olan kalp ve gönüldür. Ayrıca vicdanın algısında “Ben” ve “Öteki” gibi kategorik bir ayırıma yer yoktur. Çünkü vicdan, başkasını kendisiyle özdeş görür; dahası başkasını anlamaya, onun duygusunu paylaşmaya, acısını kendi acısı gibi yaşamaya çalışır. Yine vicdan, hep haklının, mağdurun, mazlumun yanında yer alır. Bu yüzden en temel bileşeni genellikle zulüm ve adaletsizlik olan dünyevi iktidar ve güç odaklarıyla vicdan arasında hep büyük bir mesafe, asla sona ermeyen bir çatışma bulunur” dedi.
“VİCDANIMIZI DİNLEMEK UMUDUYLA, DÜNYA VİCDAN GÜNÜ KUTLU OLSUN”
Vicdanı rahatsız eden ve aynı zamanda güçsüzleştiren en önemli unsurun günah işleme alışkanlığının olduğunu belirten Ekrem Başaran, “Günahlar ilk planda vicdanı rahatsız eder. Nitekim Hz. Peygamber, “Günah nedir?” sorusuna, “Vicdanı (nefs) rahatsız eden şey.” (Tirmizî, Zühd, 52) diye cevap vermiş; ayrıca fetvanın vicdandan istenmesi gerektiğini belirtmiştir. Günahların alışkanlığa dönüştürülmesiyle birlikte vicdani rahatsızlık gitgide zayıflar ve sonunda vicdan hiçbir günaha tepki vermez hâle gelir. Vicdansızlığı yaratan hâl işte bu hâldir. Ancak bu durumda vicdandan, dolayısıyla insandan geriye hemen hiçbir şey kalmaz. Çünkü vicdanını kaybeden insan hem vahşileşir hem de behîmîleşir. Gelinen bu nokta ise Kur’an’da ahlaki düşüklüğün en üst derecesi anlamında kullanılan “esfel-i safilin” derekesinin ta kendisidir. Bunun içindir ki gene Merhum M. Akif şöyle söylemiştir: “Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havf-ı Yezdân’ın; Ne irfanın kalır te’siri kat’iyyen, ne vicdanın.” Bu münasebetle mübarek üç ayların ikincisi Şaban ayını ve Dünya Vicdan Günü’nü tebrik eder, vicdansızlıktan dolayı yaşanan acı olaylarda yaşamını yitirenlere Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum” dedi. Çiğdem AKBAY