
Her gün onlarca insan martılara simit atarken gülümsüyor. Ama bu keyifli alışkanlık, doğayla uyum içinde bir paylaşım mı yoksa iyi niyetli bir zarar mı?
İstanbul Boğazı’nda olduğu gibi birçok vapur yolculuğunun olmazsa olmazıdır simit ve martı ikilisi… Henüz vapura binmeden simit alınır, martılar daha motorun sesiyle gökyüzünde belirir. İnsanlar simit parçalarını göğe savurur, martılar süzülerek kapar. Bu sahne, turistlerin kameralarına, yerel halkın hafızasına romantik bir şehir hatırası olarak kazınır. Ancak bu görüntünün ardında, hem duygusal hem de biyolojik olarak derinlikli bir hikâye var.
MARTILARIN ŞEHİRLE DANSI
Martılar, kıyı ekosistemlerinin doğal parçası olmalarına rağmen şehir hayatına son derece uyum sağlayabilen canlılardır. Çöplüklerde beslenebildikleri gibi balıkçı teknelerini, pazar yerlerini, hatta piknik alanlarını da ihmal etmezler. Özellikle son yıllarda, insan eliyle ulaşabilecekleri gıda kaynaklarının artmasıyla, doğalarındaki avcılık ve göç davranışlarında azalma gözleniyor. En belirgin örneklerinden biri de simit alışkanlığı.
SİMİT, MARTI İÇİN NE İFADE EDİYOR?
Besin değeri bakımından incelendiğinde, simit martılar için oldukça işlevsiz bir gıda. Yüksek karbonhidrat ve gluten içeriği, martıların doğal beslenme dengesini bozabiliyor. Uzmanlara göre, bu alışkanlık martıların sindirim sistemlerinde problemler yaratabiliyor ve obeziteye varan sorunlara yol açabiliyor. Özellikle yavru martılar, erken dönemde yeterli hayvansal protein alamadıklarında gelişim geriliği yaşayabiliyorlar.
ROMANTİK Mİ, YANILTICI MI?
Bu alışkanlığın arkasında bir tür insani bağ kurma arzusu yatıyor. Martıların gökyüzündeki süzülüşü, simide olan ilgileri, bizde doğaya karşı bir yakınlık hissi oluşturuyor. Ancak gerçek şu ki bu romantizm zamanla martıların doğal yaşantılarını yapaylaştırıyor. İnsanla kurdukları bu “besin temelli” bağ, onların göç rotalarını, beslenme davranışlarını ve hatta rekabetçi doğalarını da etkiliyor.
BALIKESİR’DE DURUM NE?
Balıkesir kıyıları da martıların yaygın görüldüğü bölgelerden biri. Özellikle Erdek, Bandırma, Ayvalık gibi sahil ilçelerinde deniz kenarında ve deniz yolculuklarında simit atanlara sık rastlanıyor. Yerel uzmanlar, bu durumun şehirleşen martı nüfusu açısından dikkatle izlenmesi gerektiğini söylüyor.
NE YAPMALI?
Martılar doğada balık, kabuklu deniz hayvanları, solucanlar ve böceklerle beslenmeli. Onlara iyi niyetle simit atmak yerine, doğal ortamlarında gözlemleyip keyfini çıkarmak hem insanlar hem de doğa için en sağlıklı seçenek olabilir. Belediyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları bu konuda farkındalık yaratacak çalışmalar yapmalı.
Martılarla simit arasında kurulan bağ, her ne kadar şehir yaşamının tatlı alışkanlıklarından biri olsa da, doğanın dengesi açısından dikkatle ele alınmalı. Belki de martılara simit atmak yerine, onların özgürce gökyüzünde süzülmesini izlemek, hem romantik hem de sorumlu bir davranış biçimidir.