
Tabip Odası Başkanı Necdet Uçan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un ‘Sağlık çalışanları için meslek hastalığı düzenlemesine ihtiyaç yok. Vazife malulü diye bir durum var’ yönündeki ifadelerinin toplumda şaşkınlık yarattığını söyledi. Uçan, “Sayın bakan siz de biliyorsunuz ki bu ülkede çok ciddi bir meslek hastalıkları sorunu vardır ve lütfen daha fazla soyut gerekçeler üreterek sağlık çalışanlarını incitmeyin” dedi.
Tabip Odası Başkanı Necdet Uçan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un 10 Aralık 2020’de TBMM’de yaptığı konuşmada; ‘Sağlık çalışanları için meslek hastalığı düzenlemesine ihtiyaç yok. Vazife malulü diye bir durum var’ açıklamasına tepki gösterdi.
Uçan, “Evet, çalışma yaşamımızda 6331 ve 5510 sayılı yasalar ile 5434, 2330 ve 3713 sayılı vazife malullüğüne atıflı birçok mevzuat bulunmaktadır. Ancak bunlar pratik olarak işlevsel mi? Sağlık çalışanlarının bugünkü derdine deva olur mu? Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) olmak üzere bu konudaki evrensel bilgi birikimi der ki bir ülkede beklenen meslek hastalığı sayısı aktif çalışan sayısının çalışma koşullarındaki iyilik durumuna göre binde 4 ile binde 12 kadardır; dolayısıyla kayıtlı çalışanların sayısına göre dahi Türkiye’de yılda en az 88 bin ile 264 bin meslek hastalığı kaydı olması gerekmektedir.
Başka bir projeksiyonla bir ülkedeki meslek hastalıkları sayısı en iyi ihtimalle kayıtlı iş kazaları sayılarının yarısı kadardır. Bu verilere göre en az 200 bin meslek hastalığının kaydı olması beklenmektedir. O zaman Sayın Bakan’a bazı soruları tekrar sormak isteriz: Türkiye’de meslek hastalığı sayısı yalnızca 1088 midir? Yukarıda bahsedilen bilimsel projeksiyonların ve gerçekliklerin ışığında bu sayının doğru olma olasılığı var mı? Rakamlarla oynanarak meslek hastalıkları sorununun bu şekilde çözülebileceğine inanıyor musunuz? Sağlık çalışanları için COVID-19’u vazife malulleri kılıfına sararak meslek hastalıkları sorununun gizlenebileceğine inanıyor musunuz? ILO’nun 2013 raporu başta olmak üzere konuyla ilgili bilimsel verilere göre: Bir ülkede meslek hastalıklarından ölüm sayıları, iş kazalarından ölümlerin en az 6 misli fazladır. Bu veriler ışığında hesaplandığında, Türkiye’de yılda yaklaşık 6882 kişinin meslek hastalıklarından öldüğü öngörülebilir! Ancak kayıtlarda bir bilgi yer almamaktadır. Bu ülkede meslek hastalığından ölenler kaç kişidir?
Sayın Bakan, tutumunuz bugüne kadar COVID-19’dan kaybettiğimiz 89’u hekim olmak üzere 240 canımızın ölümünü görmezden gelmek ve anılarına saygı göstermemektir. Toplumda oluşan hassasiyet ve tepkiler, devlet memuru statüsündeki birkaç çalışma arkadaşımızın ölümünün vazife malulleri olarak geçici olarak kabul edilmiş görünmesi ile ortadan kaldırılamaz! Siz de biz de biliyoruz ki o geçici olarak kabul ettikleriniz dahi itirazlar sonrası üst mahkemelerce illiyet bağı tespit edilemediği gerekçesi ile silinebilecek. Sayın Bakan, aynı konuşmanızda ‘illiyet bağını sağlayanlar bundan yararlanır’ dediniz. Biz de diyoruz ki: en önemli ‘illiyet bağı delili’ devletin resmi kayıtlarıdır. COVID-19’a yakalan tüm çalışma arkadaşlarımızın; COVID-19’dan kaybettiğimiz canlarımızın tüm verileri, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Yönetim Sistemi (HSYS) kayıtlarında mevcut. COVID-19’un sağlık çalışanları arasında toplum genelinden en az üç kat fazla görülmesi delil değil midir? Bunca emek ve fedakarlığa karşın COVID-19’u meslek hastalığı saymamanız sağlık çalışanları ve toplumun vicdanında samimiyetinizi sorgulatacaktır” dedi. Mahmut ACARÖZ