
Kur’an-ı Kerim’de 5 ayette; “iyilikte sebat ve kararlılık”, 4 ayette; “kesin karar vermek” şeklinde anlamlandırılmak üzere toplam 9 kez zikredilen ‘Azim’ kelimesi sözlüklere “ısrarla istemek, kastetmek, kesin karar vermek; kesin karar, irade, sabır” manalarıyla taşınmıştır.
El-Azim esması Allah’a yakıştırıldığında; ‘kudreti düşünülemeyecek kadar büyük olan, azametini varlıklar üzerinde gösteren, hem zatı, hem sıfatları kemal olan’ manalarına gelir.
İslam felsefecileri dini ve ahlaki davranışlar için, zihinde tasavvur edilmelerinden başlamak üzere, fiilen gerçekleşinceye kadar birtakım safhalar kabul ederler.
Bir işin yapılmasından önceki akli alışkanlıklarla psikolojik arzu ve eğilimlerin doğurduğu tereddüt döneminden sonra o işi şu veya bu şekilde yapmak hususunda bir tercihe ulaşılırsa bundan azim, ulaşılmazsa tereddüt ve şaşkınlık hali olarak tanımlanan ‘tahayyür’ ortaya çıkar.
Gazzali bu süreçte yaşananları ‘Hadîs-i Nefs’, tabii ilgi, hüküm, azim veya kasıt, amel şeklinde sıralamış ve incelemiştir:
İlk üç safhada henüz kesin bir karar ve niyet bulunmadığı ve bunlar irade dışı olduğu için insan bu safhalarda sorumlu tutulamaz.
Azim aynı zamanda niyet ve kasıt safhası olduğundan insanın sorumluluğu bu noktada başlar.
Buna göre kötü bir işe azmetmekle birlikte iyi niyete dayanmayan bir sebeple bu işi yapmayan veya yapamayan kişi azminden dolayı sorumludur.
Ancak Allah korkusu, günah endişesi gibi dini ve ahlaki faktörlerle kötülük yapma kararından dönmek de yeni bir azimdir ve böyle bir kimse önceki azminden dolayı sorumlu değildir.
Ayetlerle sabit olduğu üzere Allah’ın zatını kavramak mümkün değildir…
O, mutlak azamet sahibidir.
Bu sebeple de Allah’ın zatı düşünülmez. Zaten düşünsek de doğru bir neticeye ulaşamayız.
Allah’ın zatı ve sıfatları, insan aklının kavrayıp anlayamayacağı kadar yücedir.
El-Azim esmasından bir Müslüman’ın alması gereken nasip;
İlahi kudretin karşısında kendi aczini anlaması ve Allah’ın emirlerine mutlak teslim olmasıdır...
Her ayette ve yaratılan eserde O’nun yüceliğini temaşa ederek kulluğunu ve imanını sağlam zemine oturtmasıdır.
El-Azim ismini iyi anlayan kişiler, kendi hadlerini bilip, ilahi irade ve emirler karşısında büyüklenmeye kalkışmazlar…
Günahların her türlüsünden uzak dururlar...
Özellikle en büyük zulüm olan şirkin her türlüsünden kaçınırlar...
Kulun ilahi yüceliği kavramasıyla orantılı olarak tesbihata devam ederler ve kavrayamadıklarından dolayı da tövbeyi terk etmezler.
En yücenin Allah olmasından dolayı, hiçbir gerçek veya hükmi varlığa mutlak anlamda yücelik atfetmezler.
El-Azim esmasının Ebced değeri ve zikir sayısı: 1020
Zikir Günü: Çarşamba
Zikir saati: Utarit (Sabah güneş doğarken, ikindi namazından sonra ve gece yarısı)
Sırrın sahibine emanet olun…

