Farklılıkların Zenginliği Birliğin Güvencesi Demokrasi

Demokrasi, sadece bir yönetim biçimi değil; aynı zamanda bir yaşam kültürüdür. İnsanların düşünce özgürlüğü, inanç farklılıkları ve yaşam tarzlarıyla bir arada var olabildiği bir sistemin adıdır.
Demokratik bir toplumda, bireylerin aynı fikirde olması beklenmez.
Asıl amaç, bu fikir ayrılıklarının barışçıl bir biçimde varlık göstermesine olanak tanımaktır.
Bazen demokrasi, yanlış bir şekilde herkesin aynı değer yargılarını benimsemesi ya da toplumun çoğunluğunun belirlediği çizgide yaşaması gerektiği şeklinde algılanabiliyor. Oysa demokrasi, tam tersine; farklı seslerin, yaşam biçimlerinin ve kimliklerin tanındığı ve korunduğu bir yapıyı temsil eder.
Kimsenin bir diğerine “Benim gibi düşünmelisin” deme hakkı yoktur. Aynı şekilde, hiç kimse bir başkasının yaşam tarzını yargılayarak onu ötekileştiremez.
Ötekileştirme, demokrasinin en büyük tehditlerinden biridir. Farklı olanı dışlamak, çoğunluğun azınlık üzerinde baskı kurması ya da tek tipleştirme çabaları; demokratik ilkeleri zedeler, toplumsal barışı bozar. Oysa gerçek bir demokraside çoğunluğun sesi kadar, azınlığın varlığı da kıymetlidir. Çoğulculuk, demokrasinin ruhunu oluşturur.
Demokrasiyi sadece seçim sandığıyla sınırlamak da büyük bir yanılgıdır. Demokrasi, sokakta, okulda, evde, iş yerinde; yani hayatın her alanında yaşanmalı ve hissedilmelidir. İnsanların birbirini anlamaya çalıştığı, saygı çerçevesinde konuşabildiği, hakların ve özgürlüklerin karşılıklı olarak tanındığı bir toplumsal iklim, sağlıklı bir demokrasinin temelidir.
Demokratik bir toplumda fikir çatışmaları, ayrılık değil; gelişimin ve düşünsel zenginliğin göstergesidir.
Bir bireyin düşüncesine katılmamak, onun susturulmasını meşru kılmaz. Aksine, demokrasi; tam da birbirine katılmayan fikirlerin var olma hakkını savunur.
Velhasıl, demokrasi; farklılıklarımızla birlikte yaşayabilme becerimizi ortaya koyduğumuz bir sınavdır.
Bu sınavı başarıyla verebilmek için, herkesin kendi penceresinden baktığı bir dünyada, başkalarının pencerelerine de saygıyla bakabilmek gerekir. Herkesin senin gibi düşünmesini beklemek ya da senin gibi yaşamayanı dışlamak, demokrasinin değil; dayatmanın işaretidir.
Ve unutulmamalıdır ki; özgürlük, herkes için varsa anlamlıdır.