BIST 100
10.914,10 -1,32%
DOLAR
42,0933 0,67%
EURO
48,3694 0,20%
GRAM ALTIN
5.360,33 0,56%
FAİZ
39,87 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
64,47 1,02%
BITCOIN
101.924,00 1,65%
GBP/TRY
54,8282 0,11%
EUR/USD
1,1489 0,06%
BRENT
64,36 -0,12%
ÇEYREK ALTIN
8.764,15 0,56%
Balıkesir Parçalı Bulutlu
Balıkesir hava durumu
16 °

HELVACIZÂDE MUHARREM HASBÎ’NİN HAYATI VE ESERLERİ

Hatice Şirin Uyanık

Merhaba Değerli Okuyucularım,

Bu hafta size Balıkesirin yetiştirdiği Şairlerin den Helvacızade Muharrem Hasbi’nin Hayatını ve eserlerini paylaşağım.Elinizde mis kokulu Türk Kahvesi eşliğinde  Keyifli okumalar diliyorum .

  1. yy. ikinci yarısı ve 20. yy. başlarında Balıkesir’de yaşamış olan Helvacızâde Muharrem Hasbî Osmanlı şiir geleneğinin son dönem temsilcilerindendir. Eski Türk edebiyatının nazım şekillerini kullanan şair, gazel ve kasidelerinden başka bilhassa manzum tarihleri ile tanınmıştır. Helvacızâde Muharrem Hasbî, görev yaptığı Karesi İdadisinde uzun bir dönem ağırlıklı olarak dil ve edebiyat dersleri okutmuştur. ΙΙ. Meşrutiyet’in ilanından sonra Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Karesi mebusluğu yaptıktan sonra çeşitli kamu görevlerinde bulunmuştur. Balıkesir’de yayımlanan Karesi gazetesi dışında döneminin çeşitli yayın organlarında da yazı ve şiirleri neşredilmiştir. Dil ve anlatımda başarılı manzum ve mensur eserler kaleme alan Muharrem Hasbî Efendi’nin şiirleri sağlığında neşredilmemiş, ailesine bıraktığı şiir defteri sonradan yayımlanmıştır. Döneminde şairliği ve eğitimciliği ile Balıkesir’in sosyal ve kültürel hayatına katkı sağlayan M. Hasbî, Osmanlı kültür ve edebiyatının taşrada yaşamış özel örneklerinden biridir.

Şemsettin Sami’nin, Kâmûsu’l-A’lâm adlı eserinde Balıkesir halkı ve âlimleri için kullandığı ulemâsı çok olup ahalisi çalışkan ve tahsîl-i ilme pek heveskârdır  ifadelerini kanıtlar nitelikte ve bir taşra kenti olan Balıkesir’de Osmanlı kültür mirasına önemli katkı sağlamış bu isimler, sahip oldukları kültürel mirası eserleriyle geleceğe taşımışlardır. Önceki asırlarda Klasik Türk şiirinde Zâti ve Râsih gibi iki kıymetli ismi çıkaran şehir, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Karesi Meşâhiri’nde zikrettiği pek çok değerli âlim ve kalem erbabını yetiştirmiştir.

ΙΙ. Abdülhamit döneminde modernizm ile geleneğin birlikte yürüdüğü sosyal ve kültürel ortam Balıkesir için de geçerli olmuştur. Balıkesir Rüşdiyesi ve Karesi Mekteb-i İdâdisi gibi modern usullerle eğitim veren okullar aynı dönemde açılmıştır. Müstecâbizâde İsmet, Helvacızâde Muharrem Hasbî, Abdülaziz Vecdi Tolun gibi şahsiyetler bu okullardan yetişmiştir. Yine 1886 yılında kurulan ve iki yıl yayın hayatında kalabilen Karesi gazetesi, tam manasıyla şehrin sosyal ve kültürel hayatına yön vermiş, kıymetli isimlerin yazı faaliyetinde önemli rol oynamıştır. Bu isimler arasında Helvacızâde Muharrem Hasbî baş sıralarda yer almaktadır.

Muharrem Hasbî Efendi, bir helva imalathanesi sahibi olan Hacı Mustafa Ağa’nın oğlu olarak 1863 yılında Balıkesir’de dünyaya gelmiştir. Rüştiyeden sonra Alaybey Medresesine devam eden Muharrem Hasbî, Hasan Basri’nin Karesi gazetesinde neşrettiği hâl tercümesindeki ifadeleriyle Üstâd-ı küll Merhum Müftî Nuri Efendi Hazretleri’nin halka-yı tedrîsiyesinde Alaybey Medresesinde ikmâl-i nush ederek 1304 târihinde icâzet almıştır.

Muharrem Hasbî’nin talebelerine dönemin şartlarına nazaran hür ve serbest bir eğitim verdiği zikredilmektedir. Hasbî Efendi’nin Karesi İdadisindeki görevi 23 Temmuz 1908 (R 1324) tarihinde Meclis-i Mebusan’a seçilene kadar devam etmiştir. Meclis 18 Ocak 1912’de feshedilene kadar dört yıl Karesi mebusu olarak görev yapan ve sonrasında Balıkesir’e dönen Hasbî Efendi, Dârü’n-Nâfia Medresesinde tedrisata devam ederek yirmiden fazla talebeye “tekmîl-i nush” ettirmiştir. Muharrem Hasbî hayatının son döneminde, önce Liva Meclis-i Umumi azalığına daha sonra da encümen azalığına seçilmiştir. Encümen azalığında ve medrese müderrisliğinde bulunmakta iken vefat etmiştir.9 Muharrem Hasbî’nin Ocak 1914 sonlarında vefat ettiği ve evinin hemen karşısındaki Şeyh Lütfullah Camii haziresine defnedildiği çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.Ancak kabrinin olduğu yerden yol geçtiği ve mezarının kaybolduğu da söylenmektedir. Muharrem Hasbî’nin vefat ettiği yıl başlayan Birinci Dünya Savaşı ve akabinde gerçekleşen Yunan işgali ve Millî Mücadele yılları, ayrıca oğullarından Şehabettin Efendi’nin Sina Cephesi’nde şehit düşmesi ailenin sarsılmasına ve mali zorluklar yaşamasına neden olmuştur. Bu gibi sebeplerden dolayı birçok mezar taşı kitabesi yazan Hasbî Efendi’ye bir mezar taşı nasip olmamıştır.Muharrem Hasbî, mebusluk görevi dışında ders vermeyi ve yazmayı hiçbir zaman bırakmamış, pek çok basılmamış eser kaleme almıştır. Şiire ve edebiyata olan merakı küçük yaşlardan itibaren eser vermesine yol açmış, henüz on altı yaşında iken matbuata makaleler, şiirler göndermeye başlamıştır. Muharrem Hasbî manzum tarih yazıcılığı ile dikkati çekmiştir. Dönemin Karesi Livasında mevcut pek çok eserin kitabesinde Hasbî Efendi’nin manzum tarihleri bulunur.

 Muharrem Hasbî’nin Eserleri

Helvacızâde Muharrem Hasbî’nin erken yaşlarından itibaren şiir yazmasına rağmen eldeki şiirlerin sayısı fazla değildir. Ailesi vasıtasıyla günümüze ulaşan şiir defterinin dışında başka şiirlerinin de olduğu kuvvetle muhtemeldir. 11 kaside, 44 gazel ile 57’si tarih manzumesi olmak üzere 66 kıtası mevcut olan şair, ebced hesabıyla düşürdüğü tarihlerde de başarılıdır.

Şairin basılmamış Divan-ı Aşk adında bir eserinin daha bulunduğu ancak eserin kayıp olduğu çeşitli kaynaklarda zikredilmektedir. Çağlayan dergisinin 1 Ocak 1926 tarihli 6. sayısında Divan-ı Aşk başlıklı bir nota yer verilmekte ve notta “Helvacızâde Muharrem Hasbî Efendi’nin henüz gayr-ı matbu olan külliyat-ı eşârı elimize geçti.” ibaresi bulunmaktadır.

            Şiirleri

Muharrem Hasbî, klasik Osmanlı şiirinin son halkalarından biridir. Hayatının her döneminde sürekli yazı ve şiir yazarak devrin mecmualarına gönderen Hasbî Efendi’nin şiirleri hakkında bilgi sahibi olunabilecek en önemli kaynak ailesine bıraktığı ve daha sonra neşredilen şiir defteridir.

Eski Türk edebiyatının en çok kullanılan nazım şekillerinden gazeller, döneminin yeniliklerden pek etkilenmemiş Muharrem Hasbî’nin şiirlerinde önemli yer tutar. Klasik Türk şiirinin estetik anlayışını benimsemiş olan Hasbî Efendi’nin gazellerinde aşk duygusu rindâne bir üslûpla işlenmiştir. Örneğin “ağlar” redifli gazeli divan şiirinin norm ve değerlerini, hayal, imaj ve anlatım vasıtalarını yansıtır. Ayrıca bu şiirde Muharrem Hasbî’nin Fuzûlî’yi anımsatan söyleyişleri dikkat çeker.

Gönül rencîde-i hâr-i firâk-ı yârdır ağlar

Gözüm encüm-şümâr-ı leyle-i idbârdır ağlar 

Gül ağlar sünbül ağlar bülbül-i şûrîde-hâl ağlar

Cihânda her gönül bir hâr elinden bî-zârdır ağlar

Okunsun ben gidersem bezm-i gamda bâ’de-mâ Hasbî

Bu bir manzume-i feryâd-ı mânidârdır ağlar

           Şeb-i yeldâ-yı gamda dîde-i haste-i hicran

          Hevâ-yı kâkül-i dildâr ile bîdârdır ağlar22

Şairin sevgili ve aşk tasavvuru en açık şekilde “olmalı” redifli gazelinde anlatılmaktadır.

Bülbül ağlasa da ol gonce-i handân olmalı

Yansa da pervânesi şem’-i fürûzân olmalı

Bak şu timsâl-i letâfet şehriyâr-ı hüsne kim

Tahtgâh-ı dilde işte böyle sultân olmalı

Şâirim kılmam tenezzül sevmeğe her dil-beri

          Sevdiğim bedr-i münîr-âsâ dırahşân olmaIı

Şairin yaşadığı sosyokültürel ortam ve devir, ister istemez onun geleneğin bozulmuş da olsa örneklerini veren yerel bir şair olarak kalmasına neden olmuştur.

  1. Hasbî Efendi’nin manzum tarih yazmada başarılı olduğu görülmektedir. Nesirlerinde görülen oldukça süslü dil ve güçlü üslubunun bilhassa dili ve muhtevayı estetik kullanımındaki başarının en dikkat çekici örneği Hasan Basri’nin neşrettiği Muharrem Hasbî’ye ait taziyenâmedir. Bu parça onun nesir sahasındaki kaleminin kudretini ispat etmektedir. Tek bir cümleyle ifade etmek gerekirse Helvacızâde Muharrem Hasbî Osmanlı şiir mirasını Balıkesir’de yaşatmış, şiirleri beğenilmiş, manzum tarih yazmakta ustalaşmış ve yaşadığı şehirde bir kitabe şairi olarak ünlenmiş şair, eğitimci ve yazı üstadıdır.

Kaynakça

Aynî, Mehmet Ali, Hatıralar, Yeditepe Yayınları, İstanbul 2009.

Çantay, Hasan Basri, “Kendi Kalemiyle Hasan Basri Çantay”, Haz. K. Kâni Akpınarlı, Balıkesir Adalet, Sayı 733, 30 Aralık 1964.

Çantay, Hasan Basri, Babamın Şiirleri, Hz. Mürşit Çantay, Ahmet Sait Matbaası, İstanbul 1964.

“Divan-ı Aşk”, Çağlayan, Sayı 6, 1 Ocak 1926.

Hasan Basri, “Muharrem Hasbî (1)”, Karesi, nr. 36, 15 Kânunuevvel 1331/28 Aralık 1915.

Özgül, Metin Kayahan, Helvacızâde Muharrem Hasbî, Hayatı ve Eserleri, Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı Yayınları, Ankara 1998.

Pala, İskender, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Akçağ Yayınları, İstanbul 1998.

Şemsettin Sami, Kâmûsu’l-A’lâm, Kaşgar Neşriyat, Ankara 1996.

Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi / Journal

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?