Başlı başına bir beslenme sorunu gibi gözükse de nedenlerini detaylı bir şekilde incelediğimiz de hareket azlığı, kısırlaştırma, yaşlılık, metabolik hastalıklar varlığında da karşımıza çıkabilecek en kaba tabiri ile vücuda alınan enerjinin tüketilen enerjiden fazla olması sonucu yağ dokusunun vücut boşluklarında birikmesi olgusu olarak tanımlayabiliriz.
Obezite kedilerimizin hayat kalitesini ve yaşam süresini düşüren bunun yanında pek çok tehlikeli metabolik, dermatolojik ve kalp hastalıklarına neden olan günümüzde karşılaştığımız en önemli hastalıkların başında gelmektedir. Kedimizin hafif kilolu ya da şişman olması kedimizin obez olduğu anlamına gelmemektedir. Kediler için ırk ve yaşlarına özel olarak hazırlanan vücut ağırlık rehberindeki ideal ölçülerden %10-20 arası ağırlığa sahip olanlar hafif veya şişman kabul edilirken %20 ve üzeri ağırlığa sahip olanlar obez olarak kabul edilmektedir. Bu skalalardan kedinizin ideal vücut ağırlıklarına bakıp kedinizin hangi kategoride bulunduğunu kontrol etmek ve bunu düzenli bir hale getirmek kedinizin sağlığı açısından oldukça önemlidir. Ortalama yaşlardaki bir kedinin ülkemiz ağırlık ortalaması 4-6 kg arasında olduğunu kabul edersek bu kiloların üzerindeki vücut ağırlıklarının hastalığa yakalanma riskinin arttığını kolaylıkla söyleyebiliriz.
Kedilerde obeziteye yakalanma riski en yüksek grup orta yaşlı, kısırlaştırılmış ev kedileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında fazla ve dengesiz beslenme, hareket azlığı, yaşlılık ve hormonal sistemdeki bir takım sorunlar da obeziteye yakalanma riskini arttıran nedenlerin başında gelmektedir.
Yapılan araştırmalarda obez kedilerin ideal kilolara sahip olan kedilere oranla ölüm risklerinin 3 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu durumunda fazla kilo sonucu vücutta biriken yağ dokusunun organlar ve sistemler üzerindeki olumsuz etkisinin payı oldukça yüksektir.
Obezitenin kedilerimizde karşımıza çıkardığı hastalıkların başında da diyabet hastalığı gelmektedir. Bunun dışında hastalık varlığında aşırı kilo artışları hastalık ile mücadele ve tedavide ki başarısızlığın en önemli nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında idrar yolları enfeksiyonları, kireçlenme, kalp, böbrek ve karaciğer hastalıklarının yanında sindirim ve dermatolojik rahatsızlıklarında görülme sıklığı artmaktadır.
Bu saydığımız sorunların başında aşırı vücut ağırlığı sonucunda iskelet sistemindeki deformasyonlar ve eklemlerde kireçlenme olguları obezitenin neden olduğu en önemli ortopedik bozukluklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Obez kedilerde eklem kireçlenme riskinin sağlıklı kedilere oranla 5 kat fazla olduğu ve bunun sonucunda da hareketlerde azalma isteği ve buna bağlı olarak ta kilo artışlarının meydana gelmesiyle hastalıkla mücadele de olumsuz bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hastalığın tedavisi ve korunma yollarına baktığımızda dikkat edilmesi gereken en önemli husus kedilerimizin ideal kilolarına ulaşıncaya kadar özel bir beslenme programına alınmasıdır. Hasta sahiplerinin böyle durumlarda yapmış oldukları en önemli hataların başında kedinin tükettiği mamanın miktarının azaltılması gelmektedir. Kedilerimiz her ne kadar bizimle konuşup fikirlerini dile getiremeseler de günlük rutinlerindeki değişikleri çok iyi hissedebilmektedirler. Mamalarının miktarlarının azaltılmasını rahatlıkla anlayabilmekte ve bu durum da onlarda strese neden olmaktadır. Böyle durumlar da mama miktarının azaltılması yerine obez kedi mamalarının kullanılması fakat kullanılmaya geçmeden önce kademeli olarak eki mamadan geçişin yapılması oldukça önemlidir. Obez kedi mamaları içerik olarak daha az kalorili olduğu için kedimize günlük olarak verdiğimiz miktarlarda pek fazla bir değişim olmayacağından dolayı olası stresin önüne geçmede oldukça etkili bir durumdur. Fakat bu tarz mamaların kullanımı mutlak suretle veteriner hekimler tarafından planlanmalı ve kontrol edilmelidir.
Bunun yanında kedimizin yaşam alanında olduğundan fazla sayıda su kapları bulundurmak ve su içmeye sevk etmek metabolizmayı hızlandırarak kilo vermede yardımcı olmaya fayda sağlayacaktır. Ödül mamalarının bu dönem de kullanılmaması tedaviyi desteklemek noktasında oldukça önemlidir.
Bunlarla beraber bu dönem de aktivitenin arttırılması, ev içinde yürüyüş ve aktivasyon platformlarının kurulması zayıflama sürecinde oldukça önemli bir noktadır. Özellikle ilerleyen yaşlarda yapılan kısırlaştırmalar çok daha hızlı kilo artışına neden olduğundan kısırlaştırma operasyonu ile daha az kalorili beslenme programlarının uygulanması gerekmektedir.
Tüm bu anlattıklarımız neticesinde kedilerimizde obezitenin önüne geçilebilmesi için rutin kontrollerin aksatılmaması, düzenli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmesi, günlük aktivitenin sürekli olarak sağlanması, belli başlı metabolik hastalıklar yönünden yılda en az 2 defa kan analizlerinin yaptırılması bunların yanında da normal mamaya göre daha fazla kalorili olan ödül mamalarının gelişi güzel kullanılmaması hastalıktan korunma yollarının başında geldiğini unutmamak gerekir.
