BIST 100
10.756,27 -0,53%
DOLAR
41,7257 0,07%
EURO
48,6038 0,19%
GRAM ALTIN
5.384,69 -0,61%
FAİZ
40,11 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
65,42 -0,20%
BITCOIN
122.126,00 -0,63%
GBP/TRY
55,9692 0,09%
EUR/USD
1,1641 0,11%
BRENT
65,87 -0,57%
ÇEYREK ALTIN
8.803,96 -0,61%
Balıkesir Parçalı Bulutlu
Balıkesir hava durumu
11 °

GÜNDEM DEĞİŞMİYOR

zeynep kaya

Gündem hep aynı olunca aynı şeyleri konuşmak zorunda kalıyoruz. Tabii gündem yine ekonomi yine artan fiyatlar. TÜİK’e göre ÜFE %55 artmış iken TÜFE sadece %21 artmış. Fark oldukça yüksek. Amerika’lı Profesör Steve Hanke’e göre ise Türkiye’de enflasyon %79’a yükselmiş.

Dünya ekonomisi ‘Kovid-19’ küresel virüs salgınıyla bir kaç önemli şoku birlikte yaşadı; yaşamayı sürdürüyor. İlk şok, küresel ölçekte veya ülke ekonomisi ölçeğinde ‘talep şoku’ ve ‘arz şoku’nun birlikte yaşanmasıydı. Dünyanın önde gelen ülkelerinin küresel pandeminin ilk, 2. ve 3. dalgalarını ağırlıklı olarak uzun soluklu karantina, kapanma veya hayatı kısıtlama kararlarıyla yönetme gayretleri, önce ağır bir talep daralmasına, ardında da üretimin aksamıyla arz daralmasına sebep oldu.

Dünya ekonomisi 3. dalganın sonuna doğru, ancak 2021 yılı bahar sonu, yaz başı gibi tekrar normale dönme, açılma kararları ile kendine gelebildi.

Yabancı sermaye akışına sınırsız serbestlik verildiği, denetimsiz açıldığı, ithalat seferberliğine katıldığımız günden beri halk zor durumda ve ekonomi her geçen gün direncini kaybediyor. Bir paranın yabancı paralara karşı değer kaybı bazen o paraların değerlenmesinden kaynaklanır.

Genellikle bir ülke parasının dış değerinin ölçülmesi dolara karşı yapıldığı için dolara göre değerlendirme yapılması adet olmuştur. Geçmişte yaşananlara baktığımızda cari açıkla enflasyon arasındaki ilişkinin sanıldığı kadar güçlü olmadığını, mesela bütçe açığının enflasyon üzerinde daha güçlü etkileri olduğunu görüyoruz.

Türkiye’de son 20 yılda enflasyonun en düşük olduğu yıllar 2010 ve 2012 yıllarıdır (yılsonu enflasyonu sırasıyla yüzde 6,4 ve 6,2 idi.) Bu yıllarda cari açık sırasıyla yüzde 6,2 ve 6,1 gibi yüksek oranlardaydı. Buna karşılık yüzde 0,9 cari fazla verilen 2019 yılında enflasyon yüzde 11,8 olarak gerçekleşmişti.

Özetle söylemek gerekirse cari açıkla enflasyon arasındaki hatta kur arasındaki ilişki bu meseleyi açıklayacak bir ilişki değildir.  Faiz, enflasyonun nedeni değil sonucudur. Enflasyonun nedeni ekonomideki risk artışlarıdır. Bunlar bütçe açığından, cari açığa, izlenen yanlış ekonomi politikasına, risk artırıcı söylem ve açıklamalara, sosyal ve siyasal yaşamda geriye gidiş hamlelerine, komşularla ve diğer ülkelerle ilişkilere, dış politikadaki gelişmelere kadar pek çok nedeni kapsar.

Risklerdeki artış, ekonomide beklentileri bozar. Bu bozulma yabancı yatırımcıların beklentileri kadar yerli yatırımcıların da beklentilerini bozar. Bu bozulmaların sonucunda TL değer kaybeder. TL’deki değer kaybı ithal girdi maliyetlerini ve dış borçların TL karşılığını yükselterek üretim maliyetlerini yükseltir. O da sonunda fiyatların yükselmesine ve enflasyona yol açar. Enflasyonun yükselerek devam ettiği bir ortamda faizlerin düşürülmesinden sadece bankalar kazançlı çıkar.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?