BIST 100
10.756,27 -0,53%
DOLAR
41,7215 0,06%
EURO
48,7028 0,39%
GRAM ALTIN
5.415,69 -0,03%
FAİZ
40,11 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
65,75 0,30%
BITCOIN
122.149,00 -0,61%
GBP/TRY
56,0402 0,22%
EUR/USD
1,1646 0,15%
BRENT
65,92 -0,50%
ÇEYREK ALTIN
8.854,65 -0,03%
Balıkesir Parçalı Bulutlu
Balıkesir hava durumu
11 °

TEDBİR Mİ? ASLA!..

zeynep kaya

2021 yılının da 2020 yılı gibi başlamasıyla felaket haberleri hiç peşimizi bırakmadı. Temmuz ve Ağustos ayı neredeyse her gün ya doğal afet ya cinayet ya da Afganlıların göçüyle ilgili haberlerle geçti. Artık sabah uyandığımızda sosyal medyaya girmekten korkar olduk acaba bugün hangi felaketi duyacağız diye. Hele ki doğal afetler gerçekten yüreklerimiz yaktı önce yangınlar şimdi sel...

Peki önceden de doğal afetler olmuyor muydu? Ya da hiç mi kötü haber duymuyorduk. Tabii oluyordu ve de duyuyorduk ama bu kadar art arda olmuyordu. Peki bu doğal afetlerin bu kadar sıklaşmasında bizim doğaya yaptıklarımızın bir payı var mı?

Bence var. Bu iklim krizi değil. Belki biraz etkisi olabilir fakat tamamen değil. Bu konunun tüm uzmanları senelerdir her yerden bas bas bağırıyorlar; “Dere yatağına ev yapmayın” diye. Peki neden hala inatla dere yataklarına bol katlı kocamaaan binalar dikmeye çalışıyoruz. Neden sadece üç kuruş fazla olsun diye insanları ölüme sürüklüyoruz. Bence bu tamamen tedbirsizlik. Eskiden de sel olurdu yangın olurdu ama bu denli yıkıcı yıpratıcı olmazdı. Çünkü insanlar iş ahlakına göre hareket ederdi. Artık ne iş kaldı ne ahlak. Toplum olarak o kadar canavarlaştık ki her şey benim olsun diğerleri ne yaparsa yapsın düşüncesindeyiz. Çağdaş olmaya çalışırken çağ dışı olduk çıktık.

Bu konuyla ilgili Ankara Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Moralı, yaşanan felakete dere yataklarında yapılaşma ve doğaya uygun olmayan şehirleşmenin yol açtığına dikkat çekti.

Moralı, “Yine Ordu’daki yağmur suyu sisteminin yenilenmesi gerekiyor, yağmur suyu toplama hattının ayrı olarak yapılması gerek. Ondan dolayı bir taşma olmuştur. Aynı zamanda dere yataklarındaki yapılaşma da bunlara sebep oluyor. Şu da bir gerçek; normalin üzerinde bir yağış meydana geldi. Karadeniz’in coğrafyası gereği bu denli, yağışlarla civardaki yapılaşmalar, yollar, doğaya uyum sağlamıyor. Doğaya uygun bir şehirleşme olmadığı için Ordu’da sıkıntı yaşanmıştır. Geçmişte de Artvin’de de yaşandı. Bu yağışlar dikkate alınmadan yanlış şehirleşmenin meydana getirdiği bir durum. Dereler ne kadar su taşıyor, yağmur yağma sıklığı nedir, yağdığı zaman ne kadar yağıyor, nerelere alt yapı yapılabilir, taşkınlara yol açmadan denize nasıl boşaltılır neler yapılabilir bunlar tartışılmalı. Dere kenarlarına yapılmaması gereken yapılaşmalar, binalar şehirlerin oralara kurulması ve suyun akacak yeri şehirlerin içinde bulmasından kaynaklı” diye konuştu.

Yanlış yapılaşma çok kötü bir şekilde ilerliyor. Her yere sayısız ve önlemsiz bina dikiliyor. Yahu biraz da ağaç dikilsin, bir sürü yeşil alanımız olsun şöyle çoluk çombalak gidip bir nefes alalım şehirden kurtulup da fena mı olur yani. Biz doğaya müdahale ettikçe o bize tepkisini daha büyük gösteriyor. Yaptığımız çok yanlış fakat yanlış olduğunu fark ettiğimiz de iş işten geçmiş olacak. Ama tedbir şart bu imar alanlarının raporlanıp gerçekten imara uygun olup olmadığını araştırmamız gerekiyor. Söz konusu can, hayat, oksijen bunlar olmadan bizim ne önemimiz var ki zaten.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?