
Balıkesir Tabip Odası, hekimlerin sürekli karşı karşıya kaldığı sınava girecek öğrencilerin istediği raporlar nedeniyle şaşkınlık yaşadığını açıkladı.
Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada hekimlerin rapor verse de vermese de sorunla karşı karşıya kaldıkları bildirildi. Açıklama şu görüşlere yer verildi: “Eğitim sistemindeki yarış karmaşası içerisinde, ilkbaharla birlikte, özellikle son sınıf öğrencileri, Hastanelere ve Aile Sağlığı Merkezlerindeki hekimlere koşuyorlar rapor için. Rapor almayan/alamayan birkaç öğrenciyi de öğretmenleri rapor alması için yönlendiriyor. Hekimler bu aşırı talepler karşısında ne yapacaklarını şaşırmaktadır. Verseler bir türlü, vermeseler başka bir türlü sorunla karşılaşmaktadırlar. Bu nedenle ailelerden psikolojik ve fiziksel şiddet görenler de az değil. Neresinden bakarsanız bakın, öğrencilerimizde ve toplumumuzda sistemdeki yozlaşmanın, çürümenin güzel bir örneğidir, kişiliğimizin aynasıdır bu rapor işi.
Rapor, hastalık nedeniyle verilen iş görememezlik belgesidir. İşe, okula sağlık nedeniyle gitmemenin sakıncasını gösteren belgedir. Raporu alan öğrencilerimizin binlercesinin, hatta yüz binlercesinin rapor gerektirir bir durumu, bir rahatsızlığı olmadığını kendisi de, raporu veren hekim de (gerçek raporlar kastedilmemektedir), raporu dosyalayan okul yöneticisi de, öğretmeni de bilmektedir. Birbirimizi ve kendimizi kandırmaktayız kısacası.
Öğrencilere daha küçücük yaşlarında usulsüz belge alma yolları öğretilir, ne yazık ki ondan sonra da gelecek kuşakların dürüst olması beklenir. Kaldı ki bu durum, sadece okul raporları ile de sınırlı değildir, spora katılım, sürücü olur, durum bildirir, işe giriş sağlık raporu vb.de de ayni süreçler yaşanır.
Hekimin yapması gereken muayeneler, tetkikler, sevkler vb. işi yokuşa sürme olarak görülür ve bundan hekim zarar görür. Çünkü kişiye alacağı rapor konusunda sadece basit bir imza atılacağı söylenir, öğütlenir, öğretilir.
Tüm bu nedenlerden dolayı meslektaşlarımızın yasal herhangi bir sorunla karşılaşmamaları için kendilerine yasalarla verilen yetkiyi yine yasal sınırlar içerisinde kullanmalarını, usulsüz istekleri karşılamamalarını, öncelikle ailelerin ve hepsi kastedilmemekle birlikte okul idarecilerinin, öğretmenlerinin öğrencileri yanlış yönlendirmemeleri gerektiğini kamuoyu ile paylaşırız.” İmran YOLAÇ