BIST 100
10.647,16 0,91%
DOLAR
41,9851 0,13%
EURO
48,8228 0,11%
GRAM ALTIN
5.559,60 0,52%
FAİZ
40,55 -0,10%
GÜMÜŞ GRAM
66,45 1,46%
BITCOIN
109.120,00 1,33%
GBP/TRY
56,0402 -0,02%
EUR/USD
1,1601 -0,09%
BRENT
65,45 4,57%
ÇEYREK ALTIN
9.089,95 0,52%
Balıkesir Kısa Süreli Hafif Yoğunluklu Yağmur
Balıkesir hava durumu
20 °

“Sağlıkta ayrımcılık olmamalı”

Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, 6 Temmuz Dünya Zoonotik Hastalıklar Günü nedeniyle açıklamada bulundu. Tanrıkulu’nun açıklaması şöyle: “Dünya Zoonotik Hastalıklar Günü, Louis Pasteur tarafından kuduz aşısının başarıyla kullanıldığı 6 Temmuz 1885 tarihi dikkate alınarak, her yıl 6 Temmuz’da zoonotik hastalıklara karşı farkındalık oluşturmak amacıyla anılıyor ve kutlanıyor.

Dünya Zoonotik Hastalıklar Günü, günümüz insanı ve gelecek nesiller için ciddi anlamda tehlike arz eden ve küresel bir tehdit haline gelen zoonozlara karşı insanları korkutmak ya da insan- hayvan ilişkisine negatif müdahalede bulunmak amacını taşımıyor. Amaç, hepimizin refahı ve daha sağlıklı bir dünya vizyonunun gerçekleştirilebilmesi için, halk sağlığı stratejilerinde temel kabul gören, tıbbın en önemli ve uygulanabilir konusu olan koruyucu hekimlik kavramını hayata geçirmek için toplumu bilinçlendirmektir. Yine bu günün amacı; Zoonotik hastalıkların sürdürülebilir kontrolü ve eradikasyonu için kaynakların da birleştirildiği toplum işbirliğinin yapılmasının gerekliliğine dikkat çekmektir. 6 Temmuz’da dünyaya hayvanları korumanın insanları korumak olduğunu hatırlatmak amaçlanmaktadır.

“2.7 MİLYON İNSAN ZOONOTİK HASTALIKTAN ÖLÜYOR”

Yapılan araştırmalarda COVID-19’a kadar dünya üzerinde her yıl iki milyar vaka olduğu ve 2,7 milyon insanın zoonotik hastalıklardan öldüğü tahmin edilmektedir. İnsanlarda görülen hastalıkların %61’i hayvansal kökenlidir. Yeni oluşan patojenlerin (Ebola, Batı Nil, COVID-19, Maymun Çiçeği, Kuş Gribi) yüzde 75’i hayvanlardan insanlara geçmektedir. Gıda kaynaklı hastalıkların yüzde 90’dan fazlası hayvansal gıdalardan kaynaklanmaktadır. Her yıl ortaya çıkan beş yeni insan hastalığının üçü hayvan orijinlidir. Zoonotik hastalıklar grubunda yer alan etkenlerin yüzde 80’i potansiyel biyoterör etkenleri arasında bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın tehlikeli görüp ihbarını mecbur kıldığı 50 hastalıktan 26’sı hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar olup, ülkemizde dünyadaki 200’ün üzerindeki zoonotik hastalığın ortalama 5/2’sine rastlanmaktadır. Halen en çok rastlanan zoonotik hastalıklar olarak Brucella (Malta humması), Şarbon, Salmonellozis, Tüberküloz, Kırım Kongo Kanamalı ateşi, Tokzoplazma, Kist Hidatik ile Kuduz hastalığı sayılabilir.

Zoonotik hastalıklar; Hasta hayvana temasla, hasta hayvanlardan elde edilen kontrolsüz gıdaların tüketimiyle, hayvanın salgılarına, kanlarına veya diğer çıkartılarına dokunmayla, deri, kürkleri veya deriden yapılan eşyalara doğrudan veya dolaylı temasla ve kene, sivrisinek vb. aracılığıyla bulaşmaktadır.

“VETERİNER HEKİMSİZ SAĞLIK OLMAZ”

Veteriner hekimlerin çalışmaları esas itibarı ile zoonotik hastalıklarla mücadele ve gıda sağlığının korunması olduğundan insan sağlığı ile iç içe geçmiştir. Tıp Fakültelerinde birçok akademisyen veteriner hekim, geleceğin beşeri tıp hekimlerine anatomi, mikrobiyoloji, fizyoloji, biyokimya, histoloji, farmokoloji, parazitoloji, patoloji, viroloji, gıda hijyeni ve teknolojisi gibi temel sağlık bilimlerinde dersler vermekte, onlara hocalık yapmaktadır.

657 Sayılı Yasaya göre de sağlık sınıfında sayılan veteriner hekimler, konu özlük hakları olduğunda sağlık çalışanı kabul edilmemektedir. Bu durumu bilim ve hukuk ile izah etmek mümkün değildir. Bu açıdan bir an önce bu mağduriyetin giderilmesi noktasında veteriner hekimleri de kapsayacak yeni bir çalışmanın başlatılmasını talep ediyoruz. Aksi halde Anayasa’nın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesine de aykırı olan, hakkaniyetten uzak uygulamalar,  bu haliyle sağlık çalışanları arasındaki ayrımı daha da derinleştirecek, kamu düzenini, çalışma barışını olumsuz etkileyecektir.

Camia olarak bu haksızlık ve hukuksuzluğun ortadan kaldırılması için gerekli tüm argümanları kullanacağımızın bilinmesini isteriz.  Bizler de sağlık sınıfındaki beşeri hekimlerin Hipokrat Yemini gibi mesleğe adım atarken bir ant ile başlarız. Bu andımız ‘Yaşamımı insanlık yoluna adayacağıma’ diye başlar. Maymun Çiçeği Hastalığı ile bir kez daha zoonotik hastalıkların toplum sağlığını tehdit ettiği ve küresel tehlike oluşturduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Sağlıkta bir olunmazsa hiç olunacağı unutulmamalıdır.

“TEK SAĞLIK YAKLAŞIMI ZOONOTİK HASTALIKLARLA MÜCADELEDE EN ETKİLİ YOLDUR”

Zoonotik Hastalıklarla mücadelede en etkili yol tek sağlık yaklaşımıdır. Sağlıklı Hayvan, Sağlıklı Gıda, Sağlıklı Çevre ve Sağlıklı Toplum olgusu Tek Sağlık yaklaşımı ile mümkün olacaktır. Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ortak yayınladıkları deklarasyonla hükümetlere tek sağlık yaklaşımını benimsemeye ve uygulama çağırısında bulunmuştur.

2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planının Tarım Sektörü Hedefleri arasında; Hayvancılığın geliştirilmesi başlığı altında, hayvan sayısından sağlığına, beslenmesine kadar işletmelerin büyüklüğüne kadar ve özellikle ‘İşletme Odaklı Koruyucu Veteriner Hekimlik Sistemi ile hayvan refahını içerecek şekilde insan ve hayvan sağlığına yönelik tek sağlık politikası hayata geçirilecektir’ ifadesi yer almaktadır.

2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planının hazırlanmasına temel teşkil eden Tarım ve Gıdada Rekabetçi Üretim Özel İhtisas Komisyonu Raporunda; hayvan sağlığının doğrudan insan sağlığını etkilediği ve hayvansal ürünlerin insan beslenmesindeki tartışmasız önemi düşünüldüğünde, insan sağlığının hayvan sağlığına bağlı olduğu sonucuna varılmaktadır. Zoonozlar yani hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar ve halk sağlığı giderek ön plana çıkmaktadır.

Bu nedenle bugün dünyada tek sağlık konseptinin önemi her geçen gün artmaktadır. Sağlıklı insan için sağlıklı hayvan gerekliliği üzerine kurulu tek sağlık yaklaşımında, hayvan sağlığı ve refahı, gıda güvenilirliği ve halk sağlığı konuları da önem kazanmaktadır ifadesi bulunmaktadır.

Bu durumda tek sağlık uygulamaları için işlevsel yapılar oluşturulmalı. Doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı Hastalık Kontrol ve İzleme Merkezi kurulmalıdır. Burada Beşeri hekimler, veteriner hekimler, Çevre uzmanları, gıda hijyenistleri ve diğer sağlık grubu birlikte multidisipliner faaliyetlerde bulunmalıdır. Yine, çok başlılığa son veren etkin, motivasyonu yüksek, hızlı karar alabilen, problemlere anında çözümler getirebilecek, uluslararası kurallara uygun, 5996 sayılı kanunla uyumlu bir Veteriner İşleri Genel Müdürlüğünün kurulması ve bu Genel Müdürlüğün taşra yapılanmasının sağlanması ile yeterli sayıda veteriner hekimin (en az 5000) istihdam edilmesi öncelikli bir konudur. Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü’nün 1984 yılında kapatılması ülkemiz için bir kırılma noktası olmuştur.” Cengiz GÜNER

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?