
Köpeklerde kalp hastalıkları oldukça sık görülmekle beraber hastalığın son evresine kadar fark edilmemekte buna bağlı olarak ta tedavisi oldukça zor bir hal almaktadır. Özellikle yaşlı ve genetik olarak hastalığa yatkın ırklarda rutin olarak kalp kontrollerinin yapılması hastalığın erken teşhisi için oldukça önemlidir.
Köpeklerde kalp hastalıkları multi faktöriyelli bir hastalık olarak kabul edilmekle hastalığın ana nedenleri arasında ise genetik yatkınlık, obezite, yaşlanma , beslenme, fonksiyon veya elektriksel aktivite bozuklukları dahil olmak üzere çok çeşitli nedenler yer almaktadır.
Köpekler de konjenital kalp (doğmasal) hastalıkları genetik aktarımla alakalı olup başlangıçta pek fazla sıkıntı gözükmezken yaş ilerledikçe hastalığın belirtileri şiddetlenmektedir. Fakat sağlıklı bir diyet programının takip edilmesi, egzersiz yapılması ve stresten uzak bir yaşam sürülmesi ile köpeklerde doğumsal kalp hastalıkları semptomlarının kontrol altına alınması mümkün olabilir.
Sonradan gelişen kalp hastalıklarının başında en önemlileri ise kalp yetmezliği, kalp kapak hastalıkları, miyokarditis ve kalp aritmileridir.
Kabaca kalbin anatomisini ele aldığımızda kalp 4 odacıktan oluşan ve burada açılıp kapanan kapakçıklara sahip olan kapakçıklarında kulakçık ve karıncık olarak isimlendirilen alt ve üst odaları bulunan ve bunlar sayesinde vücutta kan akışını sağlayan bir organ olarak karşımıza çıkmaktadır. Köpeklerin yaşlanmasına bağlı olarak kapakçıkların kalınlaşıp, zayıflamasıyla bir miktar kan kapaktan geriye doğru sızmaya başlar ve bu olayda mitral kapak yetmezliği olarak adlandırılır. Bu durum tedavi edilmezse hastalığın ilerlemesi sonucu kalp büyümesi meydana gelmekte bununla beraber köpeklerde konjestif kalp yetmezliği gelişebilmektedir. Bu durum genelde küçük ırklarda görülmekle birlikte nadir de olsa büyük ırk köpeklerde de gözlemlenebilir.
Bu durumun aksine büyük ırk köpeklerde ise kalp kasının zayıflamasına bağlı olarak her kalp atışında daha az kanın pompalanmasına neden olan ve bunun sonucunda da odacıkların büyümesine ve gelişmesine neden olan dilate kardiyomiyopati görülme sıklığı oldukça fazladır.
Kalbin elektriksel uyarım fonksiyonlarındaki bozukluklar sonucunda ise köpeklerde sıklıkla görülen kalp aritmileri ciddi kalp hastalıklarının başlangıcında oldukça önemli rol oynamaktadırlar.
Kalp kasının yangısı olarak bilinen miyokarditis ise kalp kasının şişerek kalp yetmezliğine neden olan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Viral hastalıkları, enfeksiyonlar, yaralanma, toksinlere maruz kalma ve mineral eksikliği gibi nedenlerle ortaya çıkabilen bu kalp hastalığının kesin nedenini bulmak ta her zaman için kolay değildir.
Kalp hastalıklarının nedenlerine göz attığımızda ise konjenital durumlar hariç en önemli neden olarak beslenme hataları ile karşılaşmaktayız. Bunun dışında kalp kurtlarının varlığı da söz konusu hastalıkların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamaktadır. Kilolu, yaşlı ve obez köpeklerin hastalığa yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu bununla beraber belli başlı köpek ırklarının genetik yatkınlık olarak hastalığa yakalanma ihtimallerinin oldukça yüksek olduğunu unutmamalıyız.
Hastalığın belirtilerine göz attığımızda ise geçmeyen kronik öksürük durumları, ani bayılmalar, nefes almada zorluk, egzersiz esnasında çabuk yorulma, iştahsızlık ve karın bölgesindeki anlamsız şişlikler ve ödemler en önemli semptomlar olarak gözlemlenmektedir.
Hastalığın teşhisi ise EKG, röntgen, ultrason gibi görüntüleme yöntemlerinin yanı sıra kalp hastalıklarının teşhisi için özel olarak bakılan proteinin kan testleri aracılığı ile tespit edilmesiyle rahatlıkla koyulabilmektedir. Hastalığın tedavisinde medikal ve cerrahi yöntemlere başvurulurken en çok tercih edileni ise uzun soluklu devam eden medikal tedavi yöntemidir. Çünkü hastalığı köpeğin yaşamı boyunca kontrol altında tutmak için medikal tedaviye ihtiyaç duyulabilmektedir.
Hastalıktan korunmak ve hastalığın önlenebilmesi içinde dengeli diyetler, egzersizler, kilo yönetimi, parazit tedavilerinin aksatılmaması, diş bakımı ve rutin veteriner hekim kontrollerine önem göstermek hastalığa yakalanmamak ve erken teşhis için en önemli dikkat etmemiz gereken noktalardır.

