BIST 100
10.836,65 -1,30%
DOLAR
42,4452 0,18%
EURO
48,9066 -0,07%
GRAM ALTIN
5.518,45 -0,64%
FAİZ
39,58 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
66,91 -2,79%
BITCOIN
82.170,00 -5,77%
GBP/TRY
55,4123 -0,09%
EUR/USD
1,1517 -0,10%
BRENT
61,99 -2,19%
ÇEYREK ALTIN
9.022,67 -0,64%
Balıkesir Açık
Balıkesir hava durumu
22 °

NEFSİN MERTEBELERİ

meltem kaya

Nefsin kötü sıfatlarından arınarak Allah’ın razı olacağı bir hale bürünmesi için birtakım aşamalardan geçmesi gerekmektedir. Tasavvufta “Atvar-ı Seb’a” olarak adlandırılan bu mertebeler 7 tanedir: Nefsi Emmare, Nefsi Levvame, Nefsi Mülhime, Nefsi Mutmainne, Nefsi Raziye, Nefsi Mardiyye, Nefsi Kamile.

Ebû Süleyman ed-Dârânî (rah) şöyle derdi: 

“Nefse ait arzulardan birini terk etmek, kalbin ıslahı için bir yılı oruç ve ibadetle geçirmekten daha faydalıdır.”

Nefsi Emmare

Nefsi emmare emir ve yasaklara aldırmayan, lezzet ve şehvet odaklı hareket eden, kalbi dünya da sonsuz kalacakmış gibi yaşamaya iten kuvvet anlamındadır. Zalimler, kafirler, münafıklar ve fasıkların nefsidir. Bu nefs mertebesi Kuran’ı Kerimde bizlere şu ayetle anlatılmıştır: “Nefsimi tebrie de etmiyorum, çünkü nefis cidden emmaredir fenayı emreder meğer ki rabbim rahmetiyle yarlıgaya çünkü rabbim gafur rahîmdir.” (Yusuf Suresi,53.ayet) Malumdur ki Yusuf peygamber güzelliği ile güneş gibi gözleri, gönülleri kamaştırıyordu. Bu ışığın etkisiyle aklı başından giden hem güzel hem mevki sahibi bir kadın olan Züleyha’nın birlikte olma teklifini ret etmiştir. Yusuf aleyhisselam bu kurtuluşu kendi nefsine mal etmemiştir. Bu günahtan korunmuş olma sebebinin Allah’ın bir lütfu olduğunu vurgulayarak bizlere de emmare nefsin kötülüğünden Allah’a sığınılması gerektiğini göstermiştir.

Tasavvufta bu nefis mertebesi en aşağı mertebe olarak kabul edilir. Nefsi emmare manevi yaşamdan uzaklaşmış, kalbi dünyevi hastalıklar ile yara içinde kalmış belki ölmüş, zalim, cahil, firavunvari ilahlık peşinde koşan, hayrı kabul etmeyen, nasihatten anlamayan bir nefstir. Bu nefis kendinden başkasını tanımaz, kendi varlığı ve fikirleri etrafında dünyanın döndüğünü hatta dünyanın sahibi olduğunu düşünür.

Nefsi emarenin 12 tane kötü sıfatı vardır. Bunlar: Şirk, kibir, küfür, cehalet, gaflet, günah-ı kebair, hırs, buhl(cimrilik), hased, şehvetperestlik, gadap, hıkd(kin).

Şirk: Şirk ortak koşmak demektir. Allah’ın zatında, sıfatlarında, fiillerinde veya O’na ibadet edilmesinde ortağı, dengi yahut benzerinin bulunduğuna inanma anlamına gelmektedir.  Allah’a ortak koşanlar ve puta tapan kişiler şirk bataklığına saplanmış durumdadır. Bu hastalıktan kurtulmanın ilacı ise şirkin zıttı olan tevhittir.

Kibir: Kendini büyük başkalarını ise küçük görerek büyüklük iddiasında bulunmaktır. Halbuki tek büyük olan Allah’tır. Ve kibir şeytanın huyudur. Kibir şeytanı meleklerin zümresinden lanetlenme zümresine düşürmüştür.  Şeytan kibri sebebiyle Allah’ın kapısından kovulmuştur. Bu kötü huyu zıttı olan tevazu ile terbiye etmek gereklidir.

Küfür: Küfür sözlükte “örtmek, gizlemek; nankörlük etmek” anlamlarına gelmektedir. İslam’ı tanımayan ve kabul etmeyenler bu gruba girerler. Küfrün zıttı ise imandır. İmanımızı Allah’ın razı olacağı hale getirerek içimizdeki küfürden kurtulmaya gayret etmeliyiz.

Cehalet: Allah’ı bilmeyenlerdir. Cehaletin tersi marifet yani Allah’ı tanımak, bilmektir.

Gaflet: Kişinin dünyaya neden geldiğini unutarak ölmeyecek gibi yaşaması gaflettir. Verilen nefesin bir gün sonlanacağı muhakkaktır. An gelecek ve yaptığımız, yapmadığımız her şeyin hesabı sorulacak. O halde uyanmak zorundayız ölmeden evvel. Gafletin ilacı ise Allah ile uyanık olmaktır.

Günah-ı kebair: Bu gruba büyük günahları işleyenler ve ısrarla işlemeye devam edenler girmektedir. Adam öldürenler, içki içenler, zînâ ve livâta edenler, zulüm ile yetîmlerin ve halkın mallarını yiyenler, yalancı şâhidlik edenler, dedikodu yapanlar, kumar oynama, sirkat (hırsızlık), iftiralar, ana-babaya âsi olmak, faizcilik ve bunlardan pişmanlık duymayanları örnek olarak söyleyebiliriz. Allah’ın emrettiklerine uymak, yasakladıklarından sakınmak ve tövbe ile bu kötü huyumuzu iyiliğe çevirebiliriz.

Hırs: Hırslı kişiler dünyaya sahip olsalar da doymazlar. Bu hastalığın ilacı kanaat sahibi olmayı nefsimize öğretmektir.

Buhl (Cimrilik): Yemeyen, yedirmeyen, kimseye iyilik yapmayan kişilerdir. Bu kötü huyun zıttı ise cömertliktir.

Hased: Allah’ın diğer insanlara verdiği nimetleri kıskanıp, o kişiye verilen nimetin yok olmasını isteyenlerdir. Tersi olan iyi özellik ise gıpta etmektir.

Şehvetperestlik: Bu grup ise amaca giden her yolu mubah görür. Kendi heva ve heveslerinin ihtiyaçları için her türlü harama korkusuzca dalarlar. Bu kötü huyun zıttı ise iffettir.

Gadap: Gadap hiddet, öfke, kızgınlık anlamlarına gelmektedir. Olur olmaz her şeye öfkelenerek kalp kıran kişilerdir bu kötü özelliğe sahiptir. Bu huyun terbiye edilmiş hali şecaattir. Öfke (gazap) duygusunun akla itaat etmek suretiyle kazandığı itidalli hale şecaat denmektedir.

Hıkd (kin): Kindar kişiler öç almak için fırsat kollarlar. Aslına bakarsanız bu kötü huy gadap ve hasedle bağlantılıdır. Kişi çok istediği ama elinde olmayan bir nimetin başkasında bulunmasına evvela hased eder, sonra bu öfkeye dönüşür ve kin duygusuyla son halini alır. Teslimiyet ve hoş görü ise bu huyun zıttıdır.

Sahip olduğumuz tüm kötü huylar bizi şeytana yakınlaştırırken iyi huylarımız ise Allah’a yaklaştırıyor. Burada anlatmaya çalıştığımız emmare nefsin huyları kişiyi dünyada da sıkıntıya sokacak kötü hasletlerdir. Ahiret gibi sonsuz yurdumuzda ise bu huylardan kurtulamazsak azap içinde olacağız. Bir an önce silkelenip bu kötü huylardan kurtulmak zorundayız. Nefis biz onu kötülüğe alıştırırsak kötülük yapar. Lakin iyi huyları da alışkanlık haline getirmek mücadele ile söz konusudur. Allah ümmeti Muhammedî nefsi emarenin kötü huylarından kurtarsın. Selam ve dua ile…

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?