
Mutasavvıflar ruhlar alemine (emir alemi) aitolan kalp, ruh, sır, hafi ve ahfa letaiflerini ruhun mertebeleri olarak adlandırmıştır. İnsandaki ruhanilatifeler, insanı insan yapan ilâhî cevherlerdir. Bu letaiflerini fonksiyonlarını icra edebilmesi için manevi bir eğitim olan seyri sülük yapılması gereklidir. İmam Rabbani Mektubat adlı eserinde her bir letaifi bir peygamber ile eşleştirmiştir. Ona göre Kalb; Âdem peygamber, Ruh; İbrahim peygamber, Sır; Musa peygamber, Hafi; İsa peygamber, Ahfa; Hz. Muhammed (sav) ‘in meşrebi üzerinedir ve onun ardınca gider.
KALB
Kuranı kerim ve hadisi şeriflere baktığımızda kalb ile alakalı birçok hal ile karşılaşırız. Kalbin, paslanması, körlüğü, kayması bunlardan bir kaçıdır. Bir hadisi şerif ise şöyledir:
“Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçük bir et parçası vardır. Eğer o et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur, bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalbdir.”
Bu da bize kalbe dikkat etmemiz gerektiğini ve önemini göstermektedir. Kalbin sufilerce önemli görülmesinin bir sebebi de Hakk’ın kalbe tecelli ediyor olmasıdır. Bundandır ki onun kötü özelliklerinden kurtulup Allah’a layık hale gelmesi gerekmektedir.
Kötü huylardan kurtulabilmek ise seyri sülük denilen manevi eğitimden sonra gerçekleşecek bir şeydir. Seyri sülük yapan salik şeriat ve tarikat usullerine uyarak çektiği zikir sonucunda kalp kötü hastalıklarından kurtularak asıl haline döner. Böylece şüphe ve tereddütlerden kurtulmuş olur.
Nitekim Rad suresi 28. Ayette şöyle buyrulmuştur:
“Haberiniz olsun ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzura erer.”

