Pandemi ile baş etmeye çalışırken, kendimizi içinde bulduğumuz ekonomik sorunlar ile gerilimi zirve yapan benliğimizin fay hatları, Kahramanmaraş depremleri ile çok derinden kırıldı.
Etkilenmenin şiddeti her insan için farklı olsa da, hepimiz kaybı, mücadeleyi ve hüznü paylaşıyoruz.
Zorluklar baş gösterdiğinde, insanlar genellikle en azından bazı bölümlerinin paramparça olduğunu hissederler. Hayatlarını tam olarak oldukları gibi yeniden bir araya getirmeye çalışanlar, parçalanmış ve savunmasız kalırlar.
Ancak kırılmayı kabullenen ve kendini yeniden inşa edenler, daha dirençli ve yeni yaşam biçimlerine açık hale gelirler.
Frederich Nietzsche’nin “Bizi öldürmeyen şey, bizi güçlendirir” düşüncesiyle, kader inancı arasında gidip, gelmek ise yeni bir başlangıcı zorlaştırmaktan öteye geçmez.
Ama biliriz ki nefes alıyorsak, ayağa kalkmak ve yaradılış amacımıza uygun hareket etmek zorundayız.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın insanı yaratma sebebi; sabahtan akşama çalışsın, fatura ve kredi ödesin, akşam yatıp uyusun ki ertesi sabah kalkıp, görevini yinelesin olamayacağı gibi, bilimin işaret ettiği fay hatları üzerine, bilimsel gerçeklere aykırı inşa edilen binalarda can vermek de kader olamaz.
Konuyu “Kader-Kaza” tartışmasına taşımadan, spor faaliyetlerinde yaşanan fay kırıklarına dönelim ki asırlardır hemfikir olunamayan mevzu burada da neticelenmez.
Depremin derinden etkilediği illerde faaliyet gösteren futbol kulüplerinin bir kısmı liglerden çekildi. Bu gelişme, sezonun kalan kısmının nasıl dizayn edileceği sorularını da beraberinde getirdi.
Aynı illerde olmasına rağmen, hedefi olan takımlar ise yoluna devam etmesiyle karışan kafalar, “İçerde oynayacağım, o dışarıda oynayacak” derdine düştü…
Kimi, “Ben, maçlarımı oynadım, rakibim ise oynamadı” hesabında…
Birileri de “Küme düşme kalkar mı” diye bekliyor...
Oysa, daha enkaz altında hayatını kaybeden insanların cenazeleri kaldırılmaya çalışılıyor.
Siyaset kavgası yapanları, maddi veya manevi kazanç sağlamaya çalışanları, fırsattan istifade yağmacılığa soyunanları saymıyorum bile…
Aslında saymak lazım ki kırılanın sadece fay hattı olmadığı daha iyi anlaşılsın.
