
Geçtiğimiz cumartesi günü Ak Parti bütün illerde milletvekili aday adayları için bir temayül yoklaması gerçekleştirdi. Biz de Balıkesir Haber TV olarak bu temayül yoklamasını takip ettik. Oldukça fazla ilginin gösterildiği ve aday adaylarını teşkilatların ne kadar tanıdığının da belirleneceği temayül uygulamasında teknolojinin de üst düzeyde kullanıldığını gördük.
İl Başkanı Ekrem Başaran bize yaptığı açıklamada bunun bir “Demokrasi Şöleni” olduğunu vurguladı. Tabii burada yapılan temayülün sıralamada rolü ne kadar olacak? Bu tartışılabilinir ama hepimizin tahmin edeceği gibi öyle çok yüksek oranlarda olmayacağı da malum. 2504 delegenin oy kullanacağı belirtildi. Aday adayı sayısı da şöyle belirtildi; 70 birinci derecede Balıkesir’i tercih eden aday adayının, 8 de ilk sırada başka bir ili, ikinci derecede Balıkesir’i tercih edenlerin olduğu ancak bunların burada temayül yoklamasına alınmadığı bilgisi verildi.
Durum bu doğrultuda temayüle gidilirken, aday adaylarının da görüşlerini aldık. Elbette içlerinde tecrübelileri de var ancak gençlerin de olduğunu gördüm. Diğer partilerin de genç sayıları fazla. Bu elbette ki sevindirici bir durum. Gençlerin gelmesi ve işin içine girmesi oldukça umutlu bir gelişme . Biz de ekip olarak bu gençlerin çoğuna mikrofon tuttuk.
Bence bu temayül yoklamalarını ya da ön seçimleri partilerin mutlaka yapmaları gerekir. Çünkü o yoklamalar partilerin bana göre dinamizmini arttırıyor. Birçok kişi orada birbirleriyle ikili ilişkilere giriyorlar ve birbirlerini tanıyorlar.
Şöyle bir durum da var; aslında oradaki herkes birbirinin rakibi ve orada herkes birbirini gözlüyor ,değerlendirmeleri de yapılıyor. Doğrudur zaten bu her partide olan bir gerçek. Bir siyasetçinin önünü diğer partilerden birisi tıkayamaz ki, elbette kendi partisi içindeki bir diğer kişi onu ekarte etmeye çalışacaktır. Yani önce kendi partisi içindeki kişi kendisinin rakibidir. Diğer partiler onun değil, kim olursa olsun partisinin rakibidir. Şimdi burada doğru nasıl bulunacak denirse; bence bunun bir orta yolu kolay kolay bulunmaz. Diyelim ki tamamen ön seçimle belirlendi. Bu partilerin işine gelmez ve yıllardır takip ediyoruz, gelmedi de...
Örneğin CHP bir ön seçim yoluna gitmedi. Daha önce bir iki defa gittiğini hatırlıyoruz. MHP’de de yıllar önce yapılan ve partiye yakın derneklerin oy kullanarak belirlediği adaylar konusu hala konuşulur.
Demem o ki, Türkiye’de ön seçim yerine partiler temayül yoklaması yapıyorlar ve ardından partilerin kendi belirledikleri kriterler de eklenerek aday belirleme çalışmasına gidiliyor.
Temayüllerin ortaya koyduğu istatistiki verilerin de gerçeği ne derece yansıttığı da tartışılır. Çünkü bazı aday adayları vardır ki delege sayılarına göre etkilidir ve çok tıklanabilir. Oysa çok donanımlı bir aday adayı vardır ama çok tanıyanı yoktur.
Dolayısıyla bu temayüller de ortaya çıkarılması istenen gerçeğin verilerini kendilerine sunamaz. Sadece yukarıda bahsettiğim birkaç olguyu sağlayabilir.

