
Bu yazıyı cumartesi gece yarısı yazıyorum; o an itibarıyla MHP’nin adayları ve sıralaması belirlenmiş, diğer partilerin daha netleşmemişti. Şöyle bir sosyal medyaya baktım; aday isimleri üzerinde toto oynayan oynayana… Birçok kişi, bir özel hatla genel merkezlere hem de en üst düzeyde bağlanmış! gibi partilerin sıralamalarını çok büyük iddialarla yazmışlar. Hadi bunu yazanlara bir şey demeyeyim ama…
Aslında dedim sayılır, sanki bu konuda son kararı verecek olan genel başkanlarla direk görüşüyor mübarekler… Bu yazım gazetede çıktığında belirlinmiş olacak sıralamalar, belki de son dakikada netleşti, sen daha üç beş gün önceden nasıl biliyorsun kardeşim.
Bu bölümü pek ciddiye almadığım için üzerinde fazla durmayacağım. Ama yazanın çizenin çapını kapasitesini bildiği halde bunları ciddiye alıp, kafa yorup altına bilmiş bilmiş yorum yapanlara daha çok takıldım. Hatta iş; şu şunu sıralamış, bu bunu sıralamış diye merak edip yorum yapanlara da hayretler içinde kaldım.
Evet, ben aktif siyasete hiç girmedim ama yıllardır siyasetçilerle programlar yaptım ve yakın iletişimler halinde bulundum. Sıralamaların ve adaylıkların öyle buradan, taşradan pek fazla etkileşiminin olmadığını defalarca gözlemledim. Elbette on tane sıralama yaparsan birisi tutar. Benim canımı sıkan; sallayan, sıyıran ve de mışı mişi yazan çizenlerin dikkate alınmasıdır. Hele bir de bazılarının eskiden beri şehrimizde yaptığı gibi; ben dedim oldu, ben yazdım oldu diyenler işin iyice suyunu çıkarıyorlar. Bırakın bu işleri kendinizi komik duruma düşürmeyin.
Neyse şu anda artık pazartesi günü itibarıyla adaylar belirlendi. Ama bu totoculuk bence bitmez; şimdi de Balıkesir’in 9 milletvekilinin dağılımı üzerine o bilgiçlerimiz kesin ve net paylaşımlar yapacaklar. Bence işini biraz ciddi yapmaya çalışanlara tavsiyem, kendilerini çok keskin rakamlarla angaje edenlerin daha önceleri nasıl morardıklarını unutmasınlar. Ama tabii en keskin ve kendini bağlayan söylemi yapıp da sonradan, kösele gibi surat tavrı sergileyenler mutlaka olacaktır. Hatta yarabbi şükür bile diyenler de olacaktır. Yani siz siz olun onların durumuna düşmeyin. Çünkü gaibi yalnız Allah bilir… Milyonlarca insanın oy kullanacağı bir seçimin sonuçlarını 2 bin, 3 bin kişiyle kamuoyu yoklaması yapanlar dahi bilemezken; sen hangi aklınla bileceksin ki? Durum böyleyken bu palavraları dikkate alanlara da “Allah akıl fikir versin” diyorum…
Bu işin bir de siyasetçiler açısından bir versiyonu daha var. Adam diyor ki;”15 Mayıs sabahı şöyle yapacağız, böyle yapacağız” diyenler yani… O siyasetçilere de âcizane şunu söyleyebilirim; seçmen seni gördüğünde göklere çıkarır ama sandığa gidince yine bildiğini ve inandığını yapar. Bunları isim vererek de yazabilirim ama zaten genellediğimizde de anlaşılır ne demek istediğim.
Bakın 64 yılın yaşanmışlığı ve de görüp gözlemlediğime dayanarak ve affınıza sığınarak belirteyim ki insanların bakış açısı şudur; en ücra köşede bulunan seçmenden başlayarak, yukarı doğru çıkın herkes ama herkes her durumda olduğu gibi kendi çıkarına, (hadi yararına diyelim) uygun olanı tercih ediyor. Maalesef günümüzde artık bu duruma geldik.
Biz çocukluğumuzda ve gençliğimizde böyle değildik. Fabrika ayarlarımız bozuldu bizim. Bu durum eski haline gelir mi? Doğrusu ben de dâhil hiç kimsenin eski hale gelineceğine inandığını zannetmiyorum…
Acı ama maalesef gerçek bu…

