
Balıkesir Kadın Platformu’nca ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nedeniyle yapılan açıklamada şiddete ve eşitsizliğe karşı kadınların birliğine dikkat çekildi.
Balıkesir Kadın Platformu’nca yayınlanan mesajla ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ kutlandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dünyada, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü pandeminin ağır etkileri altında karşılıyoruz. Covid-19 sadece milyarlarca insanın yaşamını etkileyen bir halk sağlığı krizi olmakla kalmadı, dizginsiz sömürü düzeninin özünü de gözler önüne serdi. Sağlığın özelleştirilmesi nitelikli sağlık hizmetine erişimi zorlaştırdı. Kamusal bir insan hakkı olması gereken sağlık hizmetlerinin ticarileşmesi sonucu, milyarlarca insan salgından kurtuluş için en büyük umut olan aşıya ulaşamadı.
Asgari düzeyde bir eğitime ulaşmak bile o kadar zorlaştı ki bir nesil eğitim hakkından yoksun hale geldi. İşten çıkarma yasağının istisnası olan ve ahlak ve iyi niyet kurallarına uymama anlamına gelen Kod 29 ile işten çıkartma işverenler tarafından sıkça ve keyfi olarak kullanılıyor. İşsizlik sigortasından yararlanmayı da ortadan kaldıran, damgalayıcı yönü ile tekrar işe girmeyi de zorlaştıran bu yöntemle pandemi döneminde işten çıkartma yüzde yetmiş oranında arttı. Bu da kadınlar için daha ağır koşullar ve daha çok yoksulluk demek oluyor.
KADIN ÜNİVERSİTELERİ DEĞİL, GÜVENLİ KAMPÜSLER, DEMOKRATİK ÜNİVERSİTE!
Genç kadınların eğitime katılımını arttırma, kadınlara güvenli alanlar yaratma, kadınlar açısından seçeneklerin çoğaltılması iddialarıyla Kadın Üniversiteleri kurulacağı duyuruldu. Bu proje kadınları toplumdan uzaklaştırarak koruyacağını iddia eden bir projedir. Kadın üniversiteleri, eşitsizliğin daha da derinleştiren bir adım olup baskıyı daha da arttıracaktır. Güvenli kampüsler, genç kadınların ayrı kampüslere tecrit edilmesi ile yaratılamaz. Kampüslerin kadınlar için güvenliği hale gelmesi okul yönetimlerinin sorumluluk alması ile mümkündür. Üniversitelerde cinsel tacizi önleme birimlerinin kurulup aktif çalışması yıllardır talep ediliyor. Üniversite yönetimleri bu talebi dikkate almıyor. Bizler kadın üniversiteleri değil güvenli kampüsler istiyoruz.
EVDE, İŞYERİNDE, KAMPÜSTE, SOKAKTA ŞİDDETSİZ YAŞAM!
Şiddet, Türkiye’de kadınlar için daimi bir sorun haline geldi. Uygulanan politikalar şiddeti azaltmak bir yana dursun adeta körükledi. Şiddeti önlemeye yönelik politikalar yerine şiddetin yaygınlaştıran, normalleştiren bir hat izlendi. Pandemiyle birlikte artan evde olma süresi ev içi şiddeti de arttırdı. Her fırsatta şiddetsiz bir yaşam için bir araya geliyor, bunun için mücadele ediyoruz. Evde, sokakta, işyerinde, kampüste, gece-gündüz şiddet, taciz ve saldırı ile karşılaşma kaygısı olmadan yaşamak istiyoruz! Taleplerimiz, Esnek Güvencesiz Çalışma Uygulamasına Son Verilsin! Güvenceli İş, Güvenli Yaşam Koşulları ve Eşit İşe Eşit Ücret Sağlansın! İşyerinde Şiddeti, Ayrımcılığı ve Mobbingi Önleyen Düzenlemeler Yapılsın, Etkili Bir Soruşturma Mekanizması Kurulsun Ve Caydırıcı Cezalar Tanımlansın! -Doğum İzinleri Arttırılsın! Elli Çalışanın Bulunduğu İşyerlerinde Gündüz Bakım Evleri Ve Kapatılan Kamu Kreşleri Açılsın!
-Kod 29 Uygulamasına Son Verilsin! -İstanbul Sözleşmesi Etkin Bir Şekilde Uygulansın!” Çiğdem AKBAY