Ateş Düşen Evler ve Sorumluluklarımız

Dün Balıkesir’in Karesi ilçesindeki mühimmat fabrikasında meydana gelen patlama, 11 canımızı bizden kopardı. 11 aileye düşen bu ateş, yalnızca onların değil, hepimizin yüreğini yaktı. Her ölüm, ardında derin acılar bırakır. Ancak bu tür facialar, hem bireysel hem de toplumsal olarak ne kadar hazırlıksız olduğumuzu bir kez daha gözler önüne seriyor.
***
Bu tür olayların ardından genellikle “kader” ya da “kaçınılmaz bir kaza” ifadelerine sığınıyoruz. Ancak sorulması gereken temel sorular var: Bu patlamanın önüne geçilebilir miydi? Alınması gereken tedbirler zamanında alındı mı? Fabrikadaki iş güvenliği önlemleri yeterli miydi? Bu sorulara yanıt aramadan ilerleyemeyiz, çünkü unutmayalım ki her “kaza” ihmallerin bir sonucudur.
***
Bir mühimmat fabrikasında çalışmak, riskin en yüksek olduğu işler arasında yer alır. Ancak bu riskin varlığı, tedbirleri almamak için bir bahane olamaz. Çalışanların güvenliği, bir işyerinin öncelikli sorumluluğudur. Olayın nedenleri detaylıca araştırılmalı ve ihmali olanlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Böylece benzer faciaların önüne geçebiliriz.
***
Bugün 11 evde yas var. Her biri hayallerini, umutlarını ve sevdiklerini kaybetti. Bizler, bu tür acıların tekrarlanmaması için sorumluluk almalı ve gereken adımların atılmasını talep etmeliyiz. Unutmayalım, yaşanan her kaza bizlere bir uyarıdır. Bu uyarıyı dikkate almazsak, insan hayatını hiçe sayan sistemlerin kurbanı olmaya devam edeceğiz.
***
Balıkesir’in acısını yürekten paylaşıyor, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Dilerim ki bu facia, önlem almak için son bir uyarı olur ve bir daha hiçbir aileye bu ateş düşmez.