
Sezonun ilk karşılaşmasında Altınordu karşısında özellikle ikinci yarıda ortaya koyduğu mücadeleyle umut veren Balıkesirspor Baltok, Eskişehirspor müsabakasındaki hayal kırıklığının ardından Osmanlıspor’a 3-0 mağlup olarak dip yaptı.
Balıkesirspor Baltok’un Afyonkarahisar kampı süresince oynadığı hazırlık müsabakaları ve Tire’de oynanan FOLKART TSYD Ege Kupası’nda ortaya koyduğu mücadele, bu tablonun sinyalini önceden verdi.
Hatırlarsanız, o dönemlerdeki yazılarımda Balıkesirspor Baltok’un geçtiğimiz sezondan farklı bir görüntüsünün olmadığını dile getirmiştim. Gelinen noktada, derdim haklı çıkmak değil ama bu gidişat oyuncuların öz güven kaybına neden olurken, Giray Bulak liderliğindeki teknik heyetin geleceğini de yüksek sesle tartışılır hale getirdi.
Nazan Öncel’in de bir şarkısında dediği gibi NAPCAZ ŞİMDİ?
Eskişehirspor’un acemi mangası karşısında iki puan bırakmakta tereddüt etmeyen kırmızı-beyazlıların Osmanlıspor karşısında ortaya koyamadığı mücadeleyi ekran başında izleyenler, her iki takımın oyuncu sayısını tekrar tekrar saymış.
Balıkesirspor Baltok ve Osmanlıspor forması giyen oyuncuların sayısı, sahadaki kol ve bacak sayısı eşit olmasına rağmen, kırmızı-beyazlı oyuncuların kafa ve yürek olarak rakiplerine göre çok eksik olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Bu eksikliklerin giderilmesinin çok da kolay olmaması ise vahametin büyüklüğünü gösteriyor.
Son yazdıklarımdan anlayacağınız üzere bugün yaşanan tablonun asıl sorumlusu, giydikleri formanın hakkını veremeyen oyunculardır. Bu kafayla oynamaya devam ettikleri sürece değişen hiçbir şey olmaz.
Eskişehirspor müsabakasının ardından “Steve Beleck’in yerine Abdulkadir Özgen’in oynaması lazım” dedik ama onun da fayda olmadığını gördük. İsimlerin değişmesi sonucu değiştirmediğine göre çözümü Giray Bulak, üretecek.
Transfer yasağı dışında hiçbir mazereti olmayan Giray Bulak, sezon öncesi açıklamalarında bu duruma rağmen şampiyonluk hikayesi yazmaktan sıkça bahsetti. Ancak bu söylemi sahadaki görüntüyle hiç de uyuşmuyor.
Giray Bulak tecrübesinde bir teknik adam ve yardımcılarının rakip takımın kulübesinde bulunanlarla kavga etmek yerine sahada aksayan işleri düzeltmeye yarayacak doğru hamleleri, doğru zamanda yapması gerekiyor.
Elbette bu işin sahaya çıkmadan önceki süreci de var…
Mesela, Balıkesirspor Baltok’un rakibi olan Osmanlıspor’un geçtiğimiz hafta Giresunspor’la oynadığı karşılaşmayı kim izledi?
Bu arkadaş, Karoly Regattin’i görmedi mi? Gördü de görmezden mi geldi? Yoksa Osmanlı Stadı’nın tribünlerine çekirdek çitlemeyi mi tercih etti?
Ya da o gördü ve söyledi de Giray Bulak mı tedbir almayı unuttu?
Kurban Bayramı tatili nedeniyle sahillere akın eden tatilciler bile havlusunu koyacak yer bulmakta zorlanırken, Karoly Regattin, Balıkesirspor Baltoklu oyuncuların arasında elini-kolunu sallaya sallaya dolaştı. Kimse de “Hop, birader” demedi.
Karoly Regattin, attığı iki penaltı golünün dışında oyun alanının her alanında varlığını hissettirdi. Giydiği 10 numaralı formanın hakkını fazlasıyla verdi. Balıkesirspor Baltoklu oyuncular da kendisini izlemekle yetindi.
Rahmetli Keçi Şevki hayatta olsaydı, maçtan önce akıl edemese bile maçın 15’inci dakikasında Cumali Bişi’yi yanına çağırır ve “Rakibin 10 numarasının başından ayrılma. Tuvalete bile gitse sen de gideceksin” derdi. Bunu yapamıyorsan, hoca olarak senin de oyuncularına kızgın olma hakkın olmaz.
Gelinen noktada kızgınlık sırası taraftara geçti. Bu kızgınlık, birilerinin suyunu ısıtır.