
Nasrettin Hoca, suya gönderdiği çocuğun eline testiyi vermiş ve;
“Testiyi kırmadan getir.” diyerek bir de tokat patlatmış.
Yanındakiler hocaya söylenmişler:
“Hocam, çocukcağız testiyi kırmadı ki, tokat atıyorsun! Bu yaptığın doğru bir iş değil!”
Hoca istifini bozmadan cevap vermiş:
“Doğru söylüyorsunuz; ancak testiyi kırdıktan sonra tokat atmanın ne faydası olur?”
Burada tokat, tasvip edilecek bir şey değil tabiî ki.
Çok eski bir zamanda kaleme aldığım bir yazımda “nush ile uslanmayın hakkı tekdir, tekdir ile uslanmayın hakkı kötektir” diye kelam ettiğim için beni hedef seçip ortalığı velveleye vermeye çalışanlar olmuş, maksadını aşan kelamlar, suçlamalarda bulunmuşlardı.
Derdim şiddetten yana olmak kesinlikle değildir, zaten kimyam ve yetişme tarzım kavgadan, gürültüden, kaostan yana hiç değildir. Derdim sadece mesellerle öğütte bulunmak, hafiften iğneleyici tarzda ikaz etmektir.
Kurumla zaten derdim hiç olmaz, derdimiz yanlış istikamette seyir etmeye çalışan, ikaz edildiği halde bu istikamette gitme arzusuyla yanıp, tutuşanlara karşı bir tavır sergilemektir.
Kurulduğumuz günden bugüne kadar yaşadığımız bir sürü kırık testi hikayesi var.
Hepimizin malumu daha 3 ay önce sütten ağzımız ciddi şekilde yandı, ders çıkarıp yoğurdu üfleyerek yiyeceğiz diye düşünenlerden biriydim ama şu anda ki gidişata bakınca bir arpa boyu yol gidemediğimiz kanaatine vardım diyeyim. Görünen köye kılavuz aramaya gerek yok.
Elbette daha ligin ikinci haftasındayız oluşturulan takım zamanla birbirine alışır, hatalar ortadan bir nebze kalkar diyenler olacaktır amma velakin atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra bizim küheylan şaha kalksa ne fayda derler adama.
Geçmişten günümüze yaşanan tarihin acı gerçekleri, Nasrettin Hoca’nın tokadından kat kat daha sert olur. Üstelik bir şey de kazandırmaz, kaybedişimizin ve tükenişimizin ıstırabını artırır sadece.
Taşıma suyla gemi yüzdürmek için kalmadı meydanda deniz! Diye avaz avaz bağıran yönetimimize son bir kez daha hatırlatmakta fayda var; Su testisi kırılınca deniz de kalmaz dere de tabiî ki. O zaman gemiler hiçbir yere gidemez, yerinde çakılır kalır vesselam.
Yazıp, söylemek istemem ama bundan daha da kötüsü var, tüketile tüketile içinde futbol sevdası Balıkesirspor aşkı olan insan kalmazsa…
İşte o zaman şimdi var olan kurumun çivisi tamamen çıkar. Çünkü her bir şeyin yerini bir başka şey az-çok, öyle veya böyle doldurur, ancak insansızlığın yerini hiçbir şey dolduramaz.
Dost acı söyler derler ya o münhalde kaleme aldım bu yazıyı, derdim bağcıyı yermek, yerden yere vurup katı bir şekilde eleştirmek değil, o bağdan üzüm yemek, futbol sevdamızın Balıkesirspor’umuzun ayakta kaldığını, amatör batağının dibinden çabucak kurtulduğunu, tekrarlanan yanlışlardan vaz geçildiğini, tırmanışa geçildiğini görmekten yanadır.
Yeniden zirveye çıkışta elimizde ki testilerin kırılmaması meselesinde görünenden öteye doğru görünmeyenleri de görecek bir göz ve hedefe ulaşma konusunda bir çıta, kıstas, misyon ve vizyon ortaya konmalıdır.
Bu hedef noktası zahirde olmamalıdır. Deneme, yanılmadan vaz geçilerek, geçici heves, hayal değil, her şey ayan beyan ortada, şeffaf, söylenen her şey gerçek olmalıdır.
Yoksa karganın gözünde diken de gül de birdir.
O güzelim gül ile sivri dikenin farkını ancak bülbüller fark eder.
Konuyu çok uzatmak istemiyorum konuyu detaylandırır sayfalarca yazarım ama kime ne çare.
Unutmamalı ki belirlenen hedeflere ulaşmak ve yarınlara gönül rahatlığıyla çıkabilmek için geçmişten bugüne kadar defalarca tekrarlanan küçük, büyük hataları, sistemin yarattığı boşlukları bertaraf etmek gerekiyor. Yoksa benim oğlum bina okur döner döner bir daha okur deyişini her sene canlı canlı yaşarız, benim gibi futbol sevdasıyla haşır neşir olan insanlar ebediyete irtihal edene kadar.
Bu sezonun ilk yazısını kısa yazacağım dedim ama uzadı gitti yine. Son kelamım Cumartesi akşamı teknik yönetim başta olmak üzere futbolcularımızı hiç ama hiç beğenmedim.
Futbolcu transferleri ve teknik kadro seçimi konusunda gömlek düğmesi yeniden yanlış iliklenmiş gibi geldi bana. Süreç olumluya döner, süper bir ekip çıkar ortaya, ben yanılırım ve burada ki satırlardan herkesten özür dilerim.
Naçizane haddimi aşmış gibi gözükebilirim ama testiyi kırmayın derim, çıkıp geçtiğimiz ve bu sezon başında verdiğiniz beyanatta ki gösterdiğiniz hedefe ulaşma söylemlerinizi bizatihi eyleme dökmeniz gerekiyor.
Bu şekilde devam ederseniz bırakın hedefe ulaşmayı hem kendinizi hem de gemidekileri tüketir, binlerce ah alır gidersiniz.
Yeteri kadar zaten tükendik, daha fazla acıyı kaldıracak, daha fazla hatayı, olumsuzluğu hoş görecek sabrımız kalmadı.

