GÜNDEM; ÖZGÜR ÖZEL

4 Kasım Cuma sabah saatlerinde başlayıp, 5 Kasım günü 03.30 saatlerine kadar devam eden CHP 38. Olağan Kurultayını ben de an be an takip ettim. Yerel, genel bütün siyasetçiler ile yerel, genel bütün gazetecilerin takip ettiği gibi… Kendime özgü elbette ki gözlemlerim oldu; yıllardır yerel genel siyasetçileri konuk alarak sorular yönelten bir gazeteci ve televizyoncu olarak.
Öncelikle belirtmek lazım ki CHP hiç de iddia ettikleri gibi demokratik bir ortamda bu kurultayı gerçekleştirmedi. Her şey Kılıçdaroğlu’nun seçilebilmesi ve avantaj oluşturulması içindi. Bir kere bunu söylemek lazım. İkincisi Kılıçdaroğlu’nun da, Özgür Özel’in de konuşmalarını dinledim; yapılan konuşmalardan sonra, yaptığım birkaç telefon ve mesajlaşmadan sonra ibrenin Özgür Özel’e döndüğü ifade edilmeye başlandı. Hatta imza üstünlüğü olmasına rağmen. Özgür Özel kâğıttan ya da promterdan okuma yerine ana başlıklara bakarak irticalen konuşmayı tercih ederken doğru bir şey yapmıştı. Bence siyasetçiler için en iyi yöntem bu olmalı. Tabii bunu herkes yapamayabilir; zor ve dikkat gerektiriyor. Tamamen irticalen, notlara bakmadan konuşma yapmak ise büyük hata olur, karman çorman bir konuşma ortaya çıkabilir.
Her neyse, konuşmaların ardından seçimler yapıldı ve Özgür Özel’in önde olmasına rağmen ikinci tura kalması her şeyin Kılıçdaroğlu için bittiğini ortaya sermişti. Ama kim akıl verdiyse ya da ikna ettiyse bir daha seçime girdi ve bu defa büyük farkla kaybetti.
Bu seçim siyasi tarihimize elbette ki geçti. Birçok yönden geçti; bazı anlarda fazla zorlamanın nelere mal olduğunu unutmamak ve yeri geldiği zaman bırakmak gerektiğinin anlaşılması açısından. Bu siyaset için daha önemli. İkincisi siyasetin bir okulunun olmadığı ve içinde oldukça öğrenildiği, kendi içinde dengeleri olduğu ve her zaman Demirel’in haklı çıktığı; hani hep derdi ya Demirel: “Siyasette, dün dündür bugün bugündür ve bir hafta çok uzun süredir” diye…
İşte bu sözler yine geçerliliğini korudu ve her şey bir anda değişti. Artık yerelde ve genelde kartlar yeniden karılacak. Bu Cumhur ittifakında da böyle, diğer partiler için de böyle olacak. Birçok kişi sükûtu hayale uğrarken, birçok kişi de şimdi kendisi için yeni ufukların açılmasının sevincini yaşıyordur.
Eee işte siyaset böyle, hiç ummadığın anda tepetaklak olursun; hiç ummadığın anda da zirveyi görürsün. Yani hamama giriyorsan terlersin. Peki, bu yerel seçimlerde bir takım dengeleri değiştirir mi? Bunu yeni başkanın performansı gösterir.
Ama şu bir gerçek ki önümüzdeki seçimler her iki taraf için de anladığım kadarıyla biraz daha hareketli geçecek. Bizler de hem yazılarımızda hem de programlarda bunları işlemeye devam edeceğiz. Bugün gündem Özgür Özel’di… Yarın ne olur bekleyip göreceğiz.