Kedilerde Hipertansiyon

Kedilerde son zamanlarda özellikle kronik hastalıklara bağlı olarak ikincil bir hastalık olarak görülen hipertansiyon sıkça rastlanılan bir durum olarak göze çarpmaktadır. Özellikle de kronik böbrek yetmezliği, kedilerdeki sistemik hipertansiyon ile ilişkili en sık görülen hastalıktır; böbrek yetmezliği olan kedilerin yaklaşık % 60’sı hipertansif olarak kabul edilmektedir.
Hipertansiyon tanısı konmuş kedilerde en sık rastlanan hedef organ hasarı göz ile ilgili olanlardır. Retina dekolmanından, kanama ya da gözün arkasında şişlik gibi son derece ince belirtilere neden olabilmektedir. Bu durum zaman içerisinde kedilerde körlüğe bile yol açabilmektedir. Bazı durumlarda hipertansiyona bağlı körlük, kan basıncı düşürüldüğünde ortadan kalkabilir. Ancak bu durum çok nadirdir ve çoğunlukla körlük kalıcı olmaktadır.
Hipertansiyona sahip kedilerin %15 ile %40’ında nörolojik değişiklikler meydana gelmektedir. Bu belirtiler arasında denge kaybı, nöbet geçirme, huy değişikliği, saldırganlık ve uzuvlarda güçsüzlük gibi ciddi belirtiler yer almaktadır. Özellikle kan basıncının çok hızlı bir şekilde yükseldiği durumlar da nörolojik değişikliklere daha sık rastlanmaktadır. Hastalığın erken evrelerinde kan basıncının düşürülmesi ile meydana gelen nörolojik değişiklikler ortadan kalkabilmektedir.
Sistemik hipertansiyon kedilerde çeşitli kalp sorunlarına da yol açmaktadır. Kalbin daha yüksek basınca karşı atması gerekmektedir bu da kedilerin %60’ında kalp hasarına yol açabilmektedir. Kedilerde insanlardan farklı olarak kalp hastalıkları nadiren kan basıncının artmasına neden olur. Kedilerde kalp hastalıkları hipertansiyonun bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Her ne kadar hipertansiyon tanısı konan kedilerde kalp rahatsızlıkları görülse de bunların arasında kalp yetmezliği gibi hayati tehlikeye sahip rahatsızlıklar nadiren ortaya çıkar.
Hipertansiyonun erken teşhis ve tedavisi önemlidir. Hipertansiyonla beraber seyreden sekonder kardiyak değişiklikler kedilerde yaygındır, ancak yüksek kan basıncı erken dönemde fark edilip kontrol altına alındığında hasar geri dönüşümlü olabilir. Hipertansiyondan kaynaklanan görme kayıpları ise nadiren geri döner. Böbrek yetmezliği ilerleyici bir hastalıktır ve hipertansiyonu kontrol etmek böbrek hastalıklarının tedavisinin önemli bir parçasıdır.
Kedilerde tansiyon ölçümü Doppler Ultrason cihazı ile kuyruk yada ön bacaktan yapılmaktadır. Doppler tekniği ile kan basıncı, ekstremiteler veya kuyruktaki büyük arterlerden birinin üzerine küçük bir ultrason probu yerleştirerek ölçülür. Proba bağlı bir amplifikatör, her nabız atışı için duyulabilir sesler üretir. Probun proksimaline tansiyon aletinin kafı yerleştirilir ve kaf damardan, nabız sesleri duyulamayana kadar şişirilir. Daha sonra manşetin içindeki havanın yavaşça dışarı çıkması sağlanır. Nabzın kalıcı güçlü olarak saptandığı basınç değeri sistolik arter kan basıncıdır. Kedilerde arteriyel tansiyon 150 mmHg ve altı olduğunda düşük risk, 180 mmHg ve üzeri yüksek risk 150 ile 180 mmHg arası orta risk grubu olarak değerlendirilmektedir. Kedilerde kan basıncını doğru bir şekilde ölçmek sabır gerektiren bir konudur. Kan basıncı sessiz ve sakin bir ortamda hastaya herhangi diğer bir işlem veya muayene yapılmadan ölçülmelidir. Hasta sahibi nezaretinde hayvanın rahatlaması ve heyecanının azaltmasını sağlamak için 10-15 dak. beklenmeli ve en az 5-7 ölçüm yapılmalı, çok farklı sonuçlar değerlendirmeye alınmadan ortalama değer hesaplanmalıdır.
Kedilerde hipertansiyon, genel olarak kalsiyum kanal blokörleri, ACE (anjiyotensin dönüştürücü enzim) inhibitörleri, beta blokörler ve ARB (anjiyotensin reseptör blokörleri) gibi gruplara dahil ilaçlarların monoterapi veya gerekli durumlarda kombine edilerek kullanılması ile kontrol altına alınmaya çalışılır. Kedilerde hipertansiyon tedavisinin birincil hedefi organ hasarını düşürmektir. Tedavi genellikle ilaç kullanımını ve düzenli olarak takibi gerektirir. Böbrek rahatsızlığı ya da hipertroid gibi rahatsızlıklar sonucu ortaya çıkan tansiyon rahatsızlıklarında ise birincil hastalığın tedavisi sağlanır.