Kurban Bayramı Arefesinde Düşünmek: Paylaşmanın, Hatırlamanın ve Birlikteliğin Günü

Yarın Kurban Bayramı arefesi… Her yıl olduğu gibi bu yıl da takvim yaprakları birer birer dönerken, içimizi saran o tanıdık heyecan yine yüreklerimizi dolduruyor. Bayram öncesi hazırlıkların telaşı, evlerde temizlikler, alışverişler, çocuklara alınan bayramlıklar derken, aslında hepimizin içinde büyüyen şey sadece bir gelenek değil; aynı zamanda derin bir paylaşma duygusu, dayanışma ve maneviyattır.
Arefe günü, sadece bayramın habercisi değil, aynı zamanda geçmişi hatırlama, büyükleri anma, mezar ziyaretleriyle ruhlara dua gönderme günüdür. Bugün; anne babalarımızın, dedelerimizin bayram sabahları erkenden kalkıp çocuklarına şeker dağıttığı, kurbanlar kesilirken edilen duaların içtenliğiyle yoğrulmuş anıların tazelendiği özel bir gündür.
Kurban Bayramı ise, yalnızca dini bir vecibe değil; insanın içindeki bencilliği törpüleyen, paylaşmayı öğreten, fakiri gözetmeyi zorunlu kılan bir öğretiyi temsil eder. Bayram sabahı kesilen her kurban, sadece bir ibadet değil; aynı zamanda toplumda yardımlaşma ruhunun canlı tutulduğu bir vesiledir. Bu vesileyle etin bir kısmı ihtiyaç sahiplerine dağıtılır, komşularla sofralar paylaşılır, kırgınlıklar unutulur, dargınlıklar son bulur.
Bu bayramda da aynısını yapalım: Kapısını çalmadığımız komşumuz kalmasın. İhtiyaç sahibine sadece et değil, bir tebessüm, bir hal hatır sorma da götürelim. Uzakta olan akrabalarımıza bir telefon açalım. Kurban Bayramı’nın anlamı sadece kesmek değil; bölüşmek, kaynaşmak, affetmek ve hatırlamaktır.
Unutmayalım; bayramlar, kalplerin temizlendiği, sevgiyle yenilendiği, gönül köprülerinin kurulduğu özel zamanlardır. Şimdiden herkesin Kurban Bayramı’nı kutluyor, sağlık, huzur ve bereket dolu günler diliyorum.