“SAĞOL ATAM” ATATÜRK VE SELANİK

Her yıl olduğu gibi bu 10 Kasım’da da Atatürk yine özlemle ve şükranla anıldı. Ancak bu yıl çok daha görkemli ve geniş kapsamlı bir anma oldu kuşkusuz… Cumhuriyet’in 100. yılıydı çünkü ve başta Balıkesir olmak üzere her yerde bu fark edildi. Bizim için de farklı oldu; çünkü uzun yıllardır gitmek istediğimiz ziyaret de bu 10 Kasım’a denk geldi…
Başta Balıkesir dememin nedeni gerçekten de bir sürprizdi ve geçtiğimiz günlerde açılışı yapılan Terzizade konağındaki tarihi buluşmanın filminin çekilmesi ve yayınlanmasıydı. Bildiğimiz gibi Koca Seyit Çanakkale Deniz Zaferinin kahramanlarından ve Gazi Mustafa Kemal’in de övgüsünü alan bir hemşehrimiz. Bizim son yıllara kadar bütün kırsallarda gördüğümüz ve pek yabancısı olmadığımız; vatan millet duygularını ön planda tutan insanlarımızdan olan Koca Seyit, tarihteki yerine ve kahramanlığına rağmen son derece kanaatkâr ve mütevazı bir insandı. Bu belgesel niteliğindeki “SAĞOL ATAM” filminin galasına katıldık ve orada hem Atatürk’ün ne kadar vefalı ve kadirşinas bir lider olduğunu hem de Koca Seyit’in karşı davranışlarının hakikatini izledik. Çok özel bir şekilde düşünülmüş ve yapılmış, aynı zamanda emek harcanmış bir çalışma olmuş. Düşünen, geliştiren, yazan, çeken, oynayan, yöneten ve yapılması için karar veren herkese teşekkür ederim. Kim ne derse desin; gelecek kuşaklara miras kalacak bu tip projeler bu dönemde, Yücel Yılmaz zamanında birer birer yapılıyor. Bunları kimse yadsıyamaz, çünkü yapılması gereken, hatta bugüne bile kalmaması gereken projelerdi bunlar. Bir de bunların her kesime izlettirilmesi için mutlaka popüler bir strateji de uygulamak gerekiyordu ki, bu da yapılıyor ve çok geniş kitlelere ulaşması sağlanıyor.
ANITKABİR DOLDU TAŞTI
Yazı konumun ikincisiyse, Atatürk’ün artık son yıllarda artan bir şekilde her kesim tarafından bir büyük şevk ve coşkuyla dillendirilmesi ve anılması göze çarpıyor. Buna rağmen elbette ki tepkisel bir tutumla yapılan eleştiri ve yorumlar da olmuyor değil. Ama bu yapılanlara çok net bir şekilde ve çoğunluk tarafından cevapları veriliyor. Bunlar elbette olacaktır. Ama bir lider bu kadar süre yaptıkları ve uygulamalarıyla yüz yıldır ayakta duruyorsa, siz ne derseniz deyin söylediklerinizin hiçbir etkisi olmayacaktır.
VEE SELANİK’TE TÖREN…
Gelelim anma törenlerine; bu yıl dediğim gibi çok fazlaydı. Başta tabii ki Anıtkabir’deki resmi ve halkın katılımıyla yapılan, çok büyük bir topluluğun yer aldığı ve duygusal anların gözlendiği anma… Yine vefat ettiği Dolmabahçe’deki o başucunda askerlerin olduğu anma töreni…Bütün dünyada örneklerini gördüğümüz Büyükelçileklerimiz ve Konsolosluklarımızdaki anma törenleri. Vee yine en anlamlı yerlerden birisi de Selanik’te bulunan Atatürk’ün doğduğu evdeki anma töreni. Ben de yazımın başında da dediğim gibi uzun yıllardır gitmek istediğim, hatta Balkan turu yapmama rağmen (Uçakla gittiğimiz için) göremediğim Selanik’e bu yıl; yani Cumhuriyet’in 100.yılında gitmek nasip oldu. Anneden dedemin doğum yeri olduğu için Selanik biraz da merak ettiğim ve manevi değeri olan bir yerdi. 10 Kasım sabahı saat 08.00 gibi evin önündeydik ve ana baba günüydü. Basın mensubu olduğumu belirterek tören anında içeri girdim ve dar olan bahçede çok insan olduğu için saat 9’u 5 geçe anlarını cep telefonumla zor da olsa görüntüledim. Ardından kapılar açıldı ve Türkiye’nin her yerinden gelen ziyaretçiler evin her yerini gezdiler. Uzun uzun gezmek isterdik ama çok kalabalıktı ve belli bir süre içinde bir başka grup geliyordu. Atatürk’ten izler ve hatta çocukluğunda meyvesini yediği nar ağacı bile duruyordu. Kısaca duygusal ve tarihi bir andı gelenler için.
Mustafa Kemal’in, bir kurşun bile atılmadan teslim edilen; düştüğü zaman “Eyvah baba ocağım” dediği ve çok üzüldüğü bir şehir Selanik…
Fazla gezmeye vaktimiz olmadı, ama şunu gördüm eski İzmir’in Kordon ve Alsancak görüntüsünü andıran bir sahil bandı var…
Bu vesileyle bir kez daha Atatürk’ü rahmet ve şükranla yâd ediyorum…