
Balıkesir’de son yıllarda tarım sektörü, yalnızca verimliliği değil, doğanın sürdürülebilirliğini de tartışıyor. Artan çevre bilinciyle birlikte üreticiler, kimyasal zirai ilaçlardan uzaklaşıp doğayla barışık tarım yöntemlerine yöneliyor. Zirai ilaç kullanımının hem toprağa hem de insan sağlığına verdiği zararların daha görünür hale gelmesi, bu değişimin en önemli tetikleyicisi oldu.
🌱 Balıkesir’de tarım alışkanlıkları değişiyor
Balıkesir, Türkiye’nin en geniş tarım alanlarına sahip illerinden biri olarak uzun yıllar boyunca yüksek verim için yoğun kimyasal kullanımına başvurdu. Ancak son beş yılda tablo değişti. Üreticiler, artık toprağın verimini yalnızca kimyasallarla değil, doğal dengeyi koruyarak artırmayı hedefliyor. Sındırgı, Manyas, Edremit ve Gönen gibi ilçelerde başlayan bu dönüşüm, kısa sürede diğer bölgelere de yayıldı.
Manyaslı çiftçi Hasan Tetik, artık tarlasında biyolojik mücadele yöntemleri kullandığını söylüyor:
“Eskiden her sezon ilaçla mücadele ederdik. Artık toprağın kendi gücüne güveniyoruz. Zararlı böceklerle doğal yollarla mücadele ediyor, faydalı bakteriler ve bitkisel karışımlar kullanıyoruz.”
🍃 Kimyasalların etkisi fark edilince dönüşüm hızlandı
Uzmanlara göre, zirai ilaçların kontrolsüz kullanımı hem toprak yapısını hem de yeraltı sularını tehdit ediyor. Ziraat mühendisleri, bu konuda üreticileri bilinçlendirmek için yürütülen projelere dikkat çekiyor:
“Balıkesir’de doğayla barışık tarım, sadece bir trend değil, zorunluluk haline geldi. Kimyasallar toprağın mikrobiyolojik dengesini bozuyor, bu da uzun vadede verim kaybına neden oluyor. Biz üreticilerle birlikte doğal gübre, feromon tuzakları ve biyoteknik mücadele yöntemleri üzerine eğitimler veriyoruz.”
🐝 Arılar, kelebekler ve doğa yeniden canlanıyor
Zirai ilaç kullanımının azalmasıyla birlikte doğadaki denge yavaş yavaş geri dönüyor. Özellikle arı popülasyonunda gözle görülür bir artış yaşanıyor. Balıkesir’in Kepsut ilçesinde faaliyet gösteren arıcılar, son iki yıldır daha fazla koloni kurabildiklerini belirtiyor.
Kepsutlu arıcı Ayla Yalın, durumu şöyle özetliyor:
“Eskiden ilaçlama dönemlerinde kovanlarımızın yanına bile yaklaşamıyorduk. Arılar telef oluyordu. Şimdi doğayla uyumlu üretim yapan çiftçiler sayesinde hem bal üretimimiz arttı hem de çevre yeniden canlandı.”
🌾 Belediyeler ve kooperatifler destek veriyor
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, çeşitli projelerle üreticilere ücretsiz toprak analizi ve organik gübre desteği sağlıyor. Ayrıca kadın kooperatiflerine verilen hibeler, doğayla barışık üretim yapan küçük çiftçilerin rekabet gücünü artırıyor.
Burhaniyeli kadın girişimci Nermin Arı, bu dönüşümün sadece çevreyi değil, ekonomiyi de koruduğunu vurguluyor:
“Doğayla barışık tarım yapan üreticiler artık ürünlerini daha kolay pazarlıyor. Tüketici bilinçli hale geldi, kimyasal kalıntısı olmayan ürünleri tercih ediyor. Bu da üreticinin emeğini koruyor.”
💧 Balıkesir’de doğayla barışık tarım ekonomiyi dönüştürüyor
Ekonomik açıdan bakıldığında, bu üretim modeli ilk etapta maliyetli görünse de uzun vadede kazanç sağlıyor. Kimyasal girdi maliyetleri azaldıkça üreticinin kâr oranı yükseliyor. Ayrıca organik ve doğal üretim yapan çiftçiler, ürünlerini daha yüksek fiyatla satabiliyor.
Balıkesir Ticaret Borsası verilerine göre, doğayla barışık yöntemlerle üretilen zeytinyağlarının satış fiyatı, geleneksel yöntemlerle üretilenlere göre %20’ye kadar daha yüksek.
🌍 Geleceğin tarımı Balıkesir’de şekilleniyor
Balıkesir’de doğayla barışık tarım hareketi, artık bireysel çabaları aşarak bir yerel politika haline geliyor. Üniversiteler, belediyeler, kooperatifler ve üreticiler aynı hedefte buluşuyor: doğayı koruyarak üretmek. Bu yaklaşım, hem yerel ekonomiyi güçlendiriyor hem de Balıkesir’i Türkiye’nin sürdürülebilir tarım merkezlerinden biri haline getiriyor.
Uzmanların ortak görüşü net: Kimyasal ilaçlara bağımlı bir tarım geleceğe taşınamaz. Balıkesir’de doğayla barışık tarım anlayışı, toprağın, suyun ve emeğin gerçek değerini yeniden hatırlatıyor.