
Her şeye, her istediğini yapabilecek şekilde hâkim ve galip olan anlamı ifade eden El-Kahhar esması, “galip gelen ve kahreden” manası taşıyan ‘kahr’ köküne dayanır.
El-Kahhar, “yenmek, üstün gelmek, zor kullanarak istediğini yapmak” anlamındaki ‘kahr’’dan mübalağa ifade eden bir sıfat olup “yenilmeyen, yegâne kudret ve tasarruf sahibi” demektir.
Dil bilimciler ve alimlerin hemen hepsi kahr kavramının temel manasını “boyun eğdirip üstün gelmek” olarak belirlemişlerdir.
El-Kahhar esması, Allah’ın, düşmanlarına karşı bellerini dahi kırarak çaresiz bırakacak şekilde galip geleceğini haber verir ki O’nun kahrı ve kudreti altında kıvranmayacak, gücü karşısında aciz kalmayacak hiçbir varlık mevcut değildir.
Kur’an-ı Kerim’in altı ayetinde kahhar, iki yerde kahir ismi Allah’a, bir ayette de kāair sıfatı insanlara izafe edilmiştir.
Allah’a nisbet edilen kahhar isimlerinin hepsi vahid isminden hemen sonra yer almıştır...
Bunların dördü şirk anlayışını eleştirip tevhid inancını pekiştiren bir bağlamda zikredilmiş, iki ayet de kıyametin kopmasını tasvir eden ayetler sırasında yer almıştır.
Doksan dokuz isim listesinde bulunmayan kahir ismi ise tabiat varlıkları içinde müstesna bir yer tutan insan türü üzerindeki ilaih nimet, kudret ve tasarrufu ifade eden ayetler içinde zikredilir.
El-Kahhar, Esma-i Hüsna listesinin Tirmizi rivayetinde, kahir ise İbn Mace rivayetinde yer almıştır.
Kahhar ile kahirin kelime kalıplarını ve Kur’an’daki kullanılışlarını göz önünde bulunduran alimler birincisinin ikincisinden daha zengin bir muhtevaya sahip olduğunu kabul etmişler, bununla birlikte iki ismi genellikle birlikte düşünmüşlerdir.
Kahhar ile kahirin kelime kalıplarını ve Kur’an’daki kullanılışlarını göz önünde bulunduran alimler birincisinin ikincisinden daha zengin bir muhtevaya sahip olduğunu kabul etmişler, bununla birlikte iki ismi genellikle birlikte düşünmüşlerdir.
Alimler Allah’ın yegane galip, sonsuz kudret ve tasarruf sahibi oluşunu şöyle açıklamışlardır:
İlahi hakimiyete karşı direniş gösterenlere önce akla ve duyulara hitap eden belgeler sunmak, bu yarar sağlamadığı takdirde çeşitli afet ve belalarla kendilerini uyarmak ve nihayet onları ortadan kaldırmak.
Bilmeliyiz ki en büyük düşmanımız nefsimizdir.
Nefs; insana, aldatıcı olan şeytandan çok daha büyük bir düşmandır.
Şeytanın burnunu sürtmek, günah işlemeye yönelik bir arzu uyandırdığında bundan uzak durmakla ve onun yerine Allah’ın rızasına uygun işler yapmakla mümkün olur.
Bunun tam aksi yönde bir hayat tarzını tercih edip zorbalık, azgınlık ve taşkınlık yapanlar, Allah’ın El-Kahhar esmasının manası doğrultusunda ağır, güçlüklerle dolu ve feci sonla neticelenecek durumlarla karşı karşıya kalır.
El-Kahhar esmasının Ebced değeri ve zikir sayısı: 306
Zikir Günü: Salı
Zikir Saati: Merih (Güneş doğarken veya gece yarısı)
Sırrın sahibine emanet olun…

