Covid-19 pandemisi, hastalığın yayılmasını önlemek için insanların evde karantinada kalmaları nedeniyle dünya çapında benzeri görülmemiş bir sosyal izolasyon sürecini beraberinde getirdi.
Bu sosyal izolasyon süreci, toplum üzerinde psikolojik, sosyal, eğitimsel, ekonomik ve fiziksel açıdan bir çok etkiye sebep oldu ve olmaya da devam ediyor.
Pandeminin fiziksel hareketsizlik üzerindeki sonuçlarına ilişkin araştırmalar, evde daha fazla kalan kişilerin daha fazla ekran başında vakit geçirmesinden dolayı fiziksel aktivite seviyelerinin düştüğünü gösteriyor.
İnsanların fiziksel ve zihinsel sağlığını korumak için bu kritik dönemde aktif kalmaları yönünde Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri bulunmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü, yeterli sağlık ve zindeliği sürdürmek için gereken minimum fiziksel aktivite miktarına ilişkin açık yönergeler oluşturuyor.
Örneğin, son istatistiklere göre COVID-19'dan en çok etkilenen yaş grubu olan 18 ile 64 yaş arasındaki yetişkinlerin haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta veya 75 dakika şiddetli yoğunlukta fiziksel aktivite ya da buna karşılık gelecek orta ve şiddetli yoğunluktaki aktiviteleri kombine ederek yapmaları öneriliyor.
Fiziksel aktivitenin rolü ile ilgili iki temel nokta vardır;
- Zihinsel Sağlık
- Bağışıklık Sistemi
Bireyleri pandeminin endişe verici ve olumsuz düşüncelerinden uzaklaştırabilmek için egzersizin rolü oldukça önemlidir. Yapılan çalışmalar, fiziksel aktivitenin bağışıklık sistemini, zihinsel sağlığı ve antiinflamatuvar etkileri arttırdığını göstermektedir.
Fiziksel aktivitenin bağışıklık sistemi üzerinde olumlu bir etkisi vardır ve bağışıklık sisteminin savunmasını arttırır.
Fiziksel olarak aktif kişilerin üst solunum yolu hastalık semptomlarını gösterme olasılıklarının daha düşük olduğu kabul edilmektedir.
Ancak yüksek şiddetli, yorucu egzersizler ise alveolar ventilasyonda fazla bir artışa ve üst solunum yolları enfeksiyonuna karşı savunmasızlığa neden olabilir.
Aerobik kapasitenin geliştirildiği özellikle milyarlarca lenfositi harekete geçiren kardiyorespiratuar sistemi gerektiren egzersizler ile belirli bağışıklık unsurlarının iyileştirilebileceği, dolayısıyla COVID-19'a karşı korunma sağlanabileceği ve hastalığın şiddetinin azaltılabileceği düşüncesi kabul görmektedir.
