
Son aylarda yaşadığımız çevre felaketleri, insanoğlu olarak içinde yaşadığımız, ihtiyaçlarımızı karşıladığımız, bize karşılıksız yaşam kaynağı veren doğaya verdiğimiz vahşi tahribatın karşılığı.
Para hırsı, altın sevdası, daha fazla yazlık, daha fazla otel, daha fazla rant için el birlik denizlerimizi kirlettik, yemyeşil ağaçlarımızı gözümüz yaşarmadan kestik. Bir de utanmadan, yerlerine beton yığınlarını diktik.
Sonra da bu yaptığımız katliam karşılığında hiçbir şey olmamış gibi, hırsla, yaşamaya devam ettik.
Bu arada, canımız istedikçe katliama devam ettik.
Denizlere her şeyi attık, ormanları birer birer yok ettik.
Şimdi de, doğa yaptıklarımızın karşılığını yüzümüze çok acı bir tokat olarak vuruyor.
‘Ey insanoğlu, nefsi doymaz insanoğlu’ yeter diyor.
Anlıyor muyuz?
Pek sanmam.
Bakın çok değil, 3-5 ay sonra gazetelerde, yeni rantlar için ağaçlar kesiliyor, ormanlar yok ediliyor haberlerini okursunuz.
Çünkü biz doğayı yenebileceğimizi sanıyoruz.
Ama doğanın intikamı çok acı oluyor.
Anlayın artık…

