Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :

Marka Değeri ne ola ki?

Marka Değeri ne ola ki?

Marka değeri, bir markanın tüketiciler, pazarlar ve endüstriler arasında algılanan değeridir. Bir markanın değeri, genellikle tüketicilerin markayla ilişkilendirdiği duygusal ve fonksiyonel özelliklere, markanın pazar payına, itibarına, rekabet avantajlarına ve diğer faktörlere dayanır.

Marka değeri, bir markanın müşterileri üzerinde olumlu bir etki yaratma yeteneğini ve bu markanın sahip olduğu benzersiz özellikleri temsil eder. İyi bir marka değeri, tüketicilerin bir markayı tercih etmelerine, ona sadık kalmalarına ve olumlu bir marka deneyimi yaşamalarına katkıda bulunabilir.

Marka değeri, genellikle finansal bir değerle ifade edilebilir. Bununla birlikte, marka değeri sadece finansal bir kavram değildir; aynı zamanda tüketicilerin zihnindeki algı ve markanın toplam varlığıyla da ilişkilidir.

Sportif anlamdaki marka değeri ise bir spor markasının genel olarak tüketiciler, hayranlar, sponsorlar ve diğer paydaşlar arasında nasıl algılandığını ifade eder. Bu, sporcunun veya spor takımının sahip olduğu değeri, itibarı ve benzersiz özellikleri içerir.

Bir spor markası, hayranlar ve taraftarlar arasında güçlü bir bağlılık ve hayranlık yaratmalıdır. Bu; takımın başarıları, oyuncuların performansları ve genel marka deneyimi ile ilişkilidir.

Spor markaları genellikle sponsorluk anlaşmaları yaparlar. Markanın bir spor olayı veya sporcuya olan bağlılığı, markanın değerini artırabilir.

Bir spor markasının başarıları, itibarı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Lig şampiyonlukları, önemli başarılar ve olumlu medya kapsamı, marka değerini artırabilir.

Bir spor markası, taraftarlarını etkileşime geçmeye teşvik etmeli ve bir topluluk oluşturmalıdır. Sosyal medya, etkinlikler ve diğer etkileşimli platformlar aracılığıyla taraftarlarla etkileşim kurmak, marka değerini artırabilir.

Spor markalarının etkili pazarlama ve tanıtım stratejileri, markanın geniş bir kitleye ulaşmasına ve olumlu bir algı oluşturmasına yardımcı olabilir.

Spor marka değeri genellikle bir kombinasyonunun sonucudur ve organizasyonun sahip olduğu değerler, bağlılık, itibar ve genel etki, marka değerini belirleyen önemli faktörlerdir.

Bu bilgiler ışığında ülke futbolunun marka değerinin geldiği noktaya bakacak olursak; gözlerimiz kararır ve kocaman bir çukura düşeriz.

Bu çukurdan da “EURO 2024’te gidiyoruz” ya da “EURO 2023’ye av sahipliği yapacağız” diyerek, kurtulamayız.

Geçen hafta MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçının ardından yaşananlar nedeniyle ‘SÜRESİZ’ ertelenen ligler, dört gün gecikmeli olarak başladı. Başlarken de bu kez İstanbulspor-Trabzonspor maçı yarım kaldı.

Konunun öznelerinden birisi yine hakem, diğeri de yine kulüp başkanı…

Allah’tan bu defa şiddet yok, daha medeni bir protesto ama futbolun doğasına çok da uygun değil…

Ama aynı günün daha erken saatlerinde oynanan bir amatör maçta hakemin burnu kırıldı. Birçoğumuzun haberi bile olmadı.

Bu yaşananlar ve gelinen nokta, kötü yönetimlerin eseridir.

Kulübü yöneten niteliksiz, onun takımını çalıştıran lisanssız, onun sahaya sürdüğü oyuncu beceriksiz…

Kura hatası yaptığı tescilli adama yıllarca eğitimini teslim ettiğin hakemler, kabiliyetsiz…

Sonra, çıkıp “YETEEEEEEEEER” diye yırtınıyorsun…

Bence de yeter.

Kaynak : İrfan Duroğlu

YORUM YAP