
KALAK
Bu makam şevkten sonra gelmektedir. Kalak sözlükte kaygı, tedirginlik gibi anlamlara gelir. Şevkten daha kuvvetli duyguların yaşandığı bu makam için şu ayet delil gösterilmiştir: “Rabbim! Sen hoşnut olasın diye böyle acele ettim.” (Taha,84) Allah’a duyulan özlem artık dayanılmaz bir hal almıştır. Bu sebepten sabırsızlık gün be artar ve bir türlü huzur bulunamaz. Bu hal Hz. Musa’nın Sina dağına çıkma hususunda gösterdiği aceleye benzetilmiştir. Zira o da Allah’a kavuşmak için acele etmiştir. İşte ayetin delil gösterilme sebebi de budur.
Ahmed el-Kurtubî'nin eserinde naklettiği bir rivayete göre bu acelenin sebebi şöyle açıklanmaktadır: Sözleşilen yer olan Sina Dağı’na gelince rabbine kavuşma özlemi aşırı bir hal aldı, Allah’a kavuşma arzusunun şiddetinden dolayı mesafeler uzadı da uzadı, öyle daraldı ki gömleğini dahi parçaladı. Sabredemedi, herkesi gerisinde bırakarak tek başına kaldı. Allah’ın huzurunda durduğunda Allahu Teâlâ ona şöyle buyurdu: “Seni aceleyle kavminden ayrılmaya sevk eden nedir ey Musa?” Peygamber (sas) şaşkınlık içerisinde cevap veremeden bir müddet bekledi. Sonra “Onlar, işte onlar hemen arkamdalar.” dedi. Kendisine acelenin sebebini sormuş olmasına rağmen o arkasındakilerin gelişinden haber verdi. Sonra şöyle buyurdu: “Rabbim! Sen hoşnut olasın diye böyle acele ettim.” Böylece Allah’ın rızasını arzulamadaki şevk ve sıdkını açığa çıkarmış oldu.
Mutasavvıf Hâce Abdullah Herevî de kalak halinin üç derecesinden bahsetmektedir. Birinci derecede muhib insanlardan uzaklaşarak ölümü sever hale gelir. Ölüm ki onun için düğün gecesi olmuştur. Sevdiğinden ayrı kalmanın sıkıntısıyla içi kavrulan aşığın başka kimseyi görmeye tahammülü kalmamıştır. İnsanları kendisi ile Allah arasında perde olarak gördüğünden yalnızlığı tercih eder.
İkincisi, akla ve sabra galip gelmeye çalışan kalaktır. Muhib duygularını ne kadar yoğun yaşasa da aklın etkisinden tamamen kurtulamamıştır. Bazen aşk hali galib gelir bazen akıl. Üçüncü derece de ise haktan gayrı her şey (masiva) bu ayrılığın özlemi karşısında eriyip bitmiştir. Bu mertebedeki kalak, kişinin aklını etkisi altına alarak muhibi fena makamına ulaştırır. Zira buraya ulaşmadan, seven sevdiğinde fani olmadan huzur bulur mu hiç? Elbet bulamaz…

