
Günümüzde artık alışverişlerimizi internet üzerinden yapar olduk. Özellikle pandemi döneminde alıştığımız artık sadece gençlerin değil yaşlılarında tercih ettiği alışveriş sitelerini bilmeyenimiz yok. İşin bir de sosyal medya boyutu var ki.. Orada işler biraz daha çılgınlık boyutunda.. Adına tüketim çılgınlığı diyoruz..
Çok fazla sayıda ve çok çabuk türeyen influencarlar, aniden hayatlarımıza dahil oldu ve bizlerin “Ne yapmış, nereye gitmiş, ne giymiş, ne almış sorularıyla kafamızın içinde yer etti. İnfluencer kelime anlamı olarak ‘etkileyen kişi’ demek. İsminin hakkını fazlasıyla veriyor.. Öyle ya etkiliyor bizi bi şekilde..
Bence influencerların hayatımıza olumlu da katkısı var olumsuz da.. Olumlu olarak örneğin almak istediğimiz bir ürünü onlar alıyor, kullanıyor, deniyor ve bizimle paylaşıyor. Tabi burada takip ettiğiniz kişi çok önemli.. Uzun süredir takip edip güven duyuyorsanız tamam ama bir de sırf işbirliği için aslında beğenmediği bir ürünü öven de var. Neticede siz almak istediğiniz ürün ile alakalı gerekli bütün bilgilere sahip oluyorsunuz.
Olumsuz örnek ise “Alın, aldırın”, “Mutlaka almalısınız”, “Acele edin bu fiyata kaçırmayın”..vb. Yahu benim param yok belki niye ısrar ediyorsun.. Sen ısrar edince belki param olmadığı gerçeği bir tokat gibi çarpıyor yüzüme. Ya da sırf 150 tl indirime girmiş diye aslında kullanmaktan mutlu olduğum telefonun yerine niye yeni telefon alayım.. Gibi örnekleri çoğaltabiliriz..
Sanki onların hepsi ihtiyaçmış gibi bize sunmaları onları almazsak eksik kalırız hissi oluşturabiliyor bazen.. Özellikle gençlerde bunun daha çok böyle olduğunu düşünüyorum. Bir de artık sosyal medya ile birlikte maşallah her mekanı, yeni çıkan son ürünleri, nerelerin daha popüler olduğunu her şeyi biliyor ve işin kötü yanı özeniyoruz. Özendiriliyoruz.. Hal böyle olunca da içten içe yapamadıklarımızdan mutsuz olup daha çok tüketim çılgınlığının içine düşüyoruz.

