
Ağrı, Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilâtı tarafından şu şekilde açıklanmaktadır:
‘Ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan insanın geçmişteki tüm deneyimlerini kapsayan, hoş olmayan özel bir duyudur.’
Yaşamımız boyunca kendimize nasıl baktıysak, ne gibi travmalar yaşadıysak, bütünümüzü içeren bir uyarandır ağrı. Vücudun belli bölgesinden kaynaklanabilir, yayılabilir, yanıcı - batıcı tarzda ilerliyor olabilir. Bu anlamda ağrı, bir uyarı sistemidir. Acı ve ağrı hissetmemizi sağlayan şey, ağrı sinirlerinin üzerindeki proteinlerdir. Ağrı kişiyi nedenini anlamaya, doktora gitmeye yönlendirir. Birçok hasta tansiyon, diabet problemi olduğunu anlayamayabilir ancak ağrı var olan bozukluğun sesidir. Bozukluk tıpta tanı yöntemleriyle hemen saptanamayabilir. Özellikle uzun süren ağrıda hastaya psikolojik kökenlidir demek hata olabilir. Bundan 20 yıl öncesini düşündüğümüzde, bugün gerçek olarak kabul edilen birçok hastalığın geçmişte psikolojikmiş gibi değerlendirildiğini çok net biliyoruz. O nedenle, hastanın ağrı olarak durumu nitelendirmesi çok önemlidir. Durumun boyutlarının ve derecesinin araştırılması, ikincil özelliklerinin belirlenmesi gerekir.
Ağrı eşiği denilen tabirin de göz önünde bulundurulması gerekir. Ağrı eşiği kişinin, kültürel özellikleri, yaşam biçimi, çevre koşulları, aldığı eğitim, cinsiyeti, inançları ile de yakından ilgilidir. Bu özellik, ülkeden ülkeye, kişiden kişiye, cinsiyetten cinsiyete göre farklılık gösterebilir. Çünkü sonuçta ağrı, beyinde algılanan ve beyinde çözümlenen bir olaydır.
Ağrı nedeniyle yaşam biçimini değiştiren, hareketlerini kısıtlayan, ağrıdan kaçarken ağrıyı tetikleyecek hataları yapan, ne yazık ki kısır döngü içinde kronik ağrıya sebep olan hastalarla da sık karşılaşmaktayız. Ağrı sonucunda çevreleriyle olan bağlantıları bozulan hastanın, öncelikle aile içi problemleri daha sonra da depresyona giden yeni kişiliği karşımıza çıkar. Bu durum hastanın hekimden hekime koşmasına, nerede ne duyarsa uygulamasına ve tam anlamıyla çaresizlik içerisinde yanlış yollara başvurmasına yol açar. Yanlış tedavilerin sonucunda hasta hem maddi kayba hem de zaman kaybına uğrar. Sağlık bir ekip çalışması ile ele alınmalıdır. Hastanın ayrıntılı olarak tıbbi, fiziksel ve emosyonel yönden değerlendirilmesi gerekir. Travma, trafik kazası, kurşunlanma gibi durumlarda ağrının mekanizmasını açıklamak kolaydır ancak vücudun kendisinden kaynaklanan, organlardan, sinirlerden, damarlardan kaynaklanan ağrılar tanısı ve tedavisi zor olan grupta yer alır. Genel çerçevede baktığımızda ağrı zordur ama ağrısız yaşamak tehlike ve risklerle doludur.

