Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :

Guillain Barre Sendromu

Guillain Barre Sendromu

Guillain-Barre Sendromu, sinir sisteminde meydana gelen, vücutta kas güçsüzlüğüne, refleks kaybına, uyuşmaya, karıncalanmaya sebep olan ve geçici felç hali yaratabilen, kesin tedavisi olmamakla beraber hastalığın etkisi azaltılabilen bir nörolojik hastalıktır. Periferik sinir sisteminin akut otoimmün bir hastalığıdır. En yaygın türü olan Akut İnflamatuar Demiyelinizan Poliradikülonöropati (AIDP) sinirlerin koruyucu örtüsü yani miyelin kılıf hasar görür ve bu da sinyalleri kesintiye uğratarak, güçsüzlüğe, uyuşukluğa ve hatta geçici felce sebep olur. Çoğu hastada duyu kaybı ile birlikte hızla gelişen kuvvetsizlik başlıca özelliğidir. Plato faz sonrasında başlayan spontan iyileşme her zaman tam değildir. Hastaların yaklaşık olarak %40’ı rehabilitasyon gerektirir. 50 yaş üzeri kişilerde görülme sıklığı daha fazla da olsa her yaş grubunda rastlanılabilmektedir.

Günlük yaşamı etkileyen kuvvetsizlikle beraber ventilatör desteği rehabilitasyon süresinde gerekebilir. Parmaklarda, bileklerde karıncalanma, uyuşukluk ve iğne batırılma hissi yoğun yaşanır. İlaçla hafifletilebilen şiddetli sinir ağrıları, kramplar vardır. Dengede kayıp, yürüme, merdiven çıkmada zorluk yaşanır. Konuşma bozuklukları, çiğneme, yutma gibi hareketlerde güçlük olur. Gözleri hareket ettirememe, çift görme yaşanabilir. İdrar yapmada ve tutmada güçlük yaşama, solunum sıkıntısı çekme hastalardan aldığımız belirtilerdir.

Derin ven trombozu, eklem kontraktürleri, immobilizasyon hiperkalsemisi, anemi ve bası yarası gibi komplikasyonlar gelişebilir. Tüm yaş gruplarında ortaya çıkabildiği gibi yaşlandıkça risk artış göstermektedir. Erkeklerde kadınlara oranla daha yaygındır. Nörolojik rehabilitasyon gerektirir.

Guillan-Barre Sendromunun türleri; Akut İnflamatuar Demiyelinizan Poliradikülonöropati (AIDP), Akut Motor Aksonal Nöropati (AMAN), Akut Motor ve Duyusal Aksonal Nöropati (AMSAN), Miller Fisher Sendromu (MFS)dur. Hızla kötüleşen bir hastalık olduğu için uygun tedavi yöntemlerine ne kadar önce başlanırsa, iyi bir sonuç alma şansı da o oranda artış gösterir.

Fizik tedavi ile kuvvetlendirme egzersizleri, solunum egzersizleri, denge çalışmaları, duyu eğitimi uygulanır. Hastane çıkışı ev rehabilitasyon programına devam edilmelidir. Gelişen teknolojide kullanılabilecek, duyu minderleri, sensörlü denge aparatları rehabilitasyon sürecini daha kaliteli hale getirebilir.

Karşılaşılan güçlüklere karşı herkesin direnme yöntemi farklı farklıdır. Eğer her zaman yaptığınızı yaparsanız,  her zaman elde ettiğinin aynısını elde edersiniz, daha fazlasını değil. Bu hastalık bizden daha fazlasını istemekte…

Kaynak : Haberci Gazetesi

YORUM YAP