
Ön çapraz bağ (anterior cruciate ligament – ACL), diz ekleminde femur ve tibia kemiklerini birbirine bağlayan yapılardan, dizin sağlam durmasını sağlayan sert ve lifli bir doku demetidir.
Dizin normal iş yapabilmesi sağlamak için tibia kemiğinin anormal bir şekilde öne doğru yer değiştirmesini engelleyen en önemli yapıdır. Görevi dizin rotasyonel hareketlerini sınırlamak, tibianın aşırı hareketlerinin önüne geçmek ve dizin stabilizasyonunu sağlamaktır.
ACL yaralanması sıklıkla spor etkinlikleri sırasında olur, ameliyatla veya ameliyatsız tedavi edilebilir. Hiperekstansiyon+adduction+rotasyon (orta hatttan geri gitme+orta hatta yaklaşma+ dönme) hareketlerinin beraber olmasıyla; hareket sırasında aniden yavaşlama veya yön değiştirmeyle; zıplama sonrası yere basmada dizin dönmesiyle; çarpışmalarda yaralanma meydana gelir.
Tedavi şekli nasıl olursa olsun dizin işlevini yeniden kazanmasını sağlayacak en önemli şey rehabilitasyondur yani doğru programlanmış egzersiz programıdır.
Yaralanma anında ses duyulabilir, dizde yoğun şişlik ile daha sonra instabilite (dizde boşluk hissi) hissi duyulabilir, ağrı şiddetlidir, hareketlerde kısıtlılıklar oluşur. Ameliyat yapılsın veya yapılmasın nasıl bir rehabilitasyonun uygulanacağı hastanın yaşına, aktivite seviyesine, mesleğine, ileriki dönemde sporla ilgili beklentilerine göre belirlenir.
Tabi burada önemli bir nokta da hastalık gelişmeden önceki kas gruplarının durumudur, zayıflığıdır (kuadriseps). Tamirin daha çabuk ve başarıyla gerçekleşmesi kişinin yaşam tarzı ile yakından ilgilidir.
Amaç; dizdeki eklem hareket açıklığını normal seviyesine döndürmek, kas kuvvetini artırmak, stabiliteyi arttırmak ve fonksiyonları yaralanma öncesi seviyeye getirebilmektir. Erken hareket kazanımı için ağırlık aktarmak, ödem kontrolünü sağlamak, ağrıyı azaltmak, greft varsa aşırı yükten korumak, erken hamstring kuvvetlendirmek, dinamik eklem stabilitesini sağlamak, prorioceptif eğitim ve nöromüsküler reedükasyonu sağlamak, spora özel çeviklik eğitimi vermek hedeflenir.
İlk yaklaşım; soğuk uygulayarak ve dizinizi yükseğe kaldırarak ağrınızın ve şişliklerin azalmasına yardımcı olmak olmalıdır.
Doktorunuzun verdiği ilaçları kullanıp, tedavi ekibinin tavsiyelerine uymak gerekir. Gerekli ise dizlik, koltuk değneği gibi ortezleri kullanmayı ve onlarla yüzürümeyi öğrenmek gerekir. Böylece dizin üstüne binen yükü azaltıp iyileşmeyi hızlandırabiliriz. Fizyoterapistinizin verdiği egzersiz reçetesine bire bir uymak gerekir.
Rehabilitasyon aşamalarını tek tek değerlendirmek, kuadriseps – hamstring - düz bacak kaldırma – topuk kaydırma – duvarda kayma – çeviklik geliştirici egzersizleri tarif edilen şekilde yapmak gerekir. Hastanın rehabilitasyona uyumu, aktif yaşama dönüş süresini hızlandıracaktır.
Zaman zaman oluşan komplikasyonlar; eklem sertliği, kas zayıflığı veya atrofisi, normal eklem hareketlerinde azalma, kronik efüzyon, ağrı, rehabilitasyon sürecini olumsuz etkilemektedir.
Akut dönem(0-3 hafta), subakut dönem(3-6 hafta), kronik dönem(6-12 hafta) tamamlandıktan sonra spora dönüş; izokinetik testlerin sonucuna göre , tam ekstansiyon sağlanınca, ağrısız diz bükme gerçekleştirilince, ödem geçince planlanabilir.
Aksamadan düz koşu yapabilmek, merdiveni ve yokuşu rahat inip çıkabilmek, ağrısız sıçrayışlar yapabilmek fonksiyonel aktiviteleri başarabilmek için önemli kriterlerdir. Örneğin; bisiklet (statik)---2-3. haftada, aquatik program----2-3.haftada, yüzme----5-6. haftada, joging tarzı yürüyüş 3.ayda, düz koşular 4. aydan sonra hastanın durumuna göre planlanabilir.
Ödem kontrolü,doku hasarının giderilmesi, hastanın uyumu bizlerin rehabilitasyon sürecinde uygulayacağı elektroterapi ajanlarının çeşitliliğini, proprioseptif eğitimi, çeviklik-denge egzersizlerini, pliometrik ve izokinetik testlerin cevaplarını etkileyecektir. Hasta için uzun ve yorucu bir süreç olsa da alınan olumlu cevaplar her zaman yüzümüzü güldürmektedir.
Sağlıklı günler dileğiyle…

