
Ülkemizi derinden sarsan deprem felaketi sonrası bölgedeki arama-kurtarma faaliyetlerinin sona ermesi ile faaliyete katılan birçok kurum ve STK bölgeden ayrıldı. Fakat depremin ilk gününden bu yana bölgede faaliyet gösteren halen de göstermeye devam eden arama kurtarma köpekleri enkaz ve moloz yığınları arasında çalışmalarını sürdürmektedir.
Dünya üzerindeki arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılan tüm teknolojik cihazların yanında sadece koku alma duyularıyla en çok yardımına ihtiyaç duyulan canlılar olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Deprem bölgesinde görev aldığımız süre boyunca gözlemlediğimiz ve bütün arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarının tıkandığında enkaza getirilen arama kurtarma köpekleri sayesinde her şeyin yeniden başlaması ekiplerin moral ve motivasyonunu arttıran nadir olayların başında gelmiştir.
Ülkemizde Jandarma, Polis, AFAD, TSK, çeşitli kamu kurumları ve gönüllü arama kurtarma ekipleri bünyesinde bulunan bu can dostlarımızın deprem ve doğal afetlerde resmi olarak görev alabilmeleri için belirlenen aşamalardan ve sınavlardan geçerek sertifikalandırılması gerekmektedir.
Köpeklerin seçimi daha yavru aşamasındayken başlarken gerekli şartları sağlayanlar aday arama kurtarma köpeği olarak 2 yıl sürecek bir eğitime tabi tutulurlar.
Bu 2 yıllık eğitim süresi boyunca ‘Temel itaat, Temel beceri, İleri itaat, İleri beceri’ gibi 4 farklı ana grupta ki aşamaları başarı ile geçenler sertifikalandırılıp arama kurtarma faaliyetlerinde çalışmaya hak kazanırlar. Bu eğitimlerde sırasıyla basit komutlara uyma eğitimi sonrası yemek ve tuvalet becerilerinin geliştirilerek karmaşık komutları uygulayabilecekleri son olarak ta herhangi bir kişiye itaat ve iz sürme gibi ileri beceriler kazandırma gibi uzun ve oldukça zorlu aşamalar sonucunda gerçekleşmektedir.
Sertifikalandırma süreci bu eğitimlerin sonunda bitmemekte bu aşama sonrasında aday köpekler eğitmenleri ile birlikte her iki yılda bir yapılan ‘Köpekli Arama Timleri Yeterlilik Sınavı’na giriş hakkı kazanırlar. Belirlenen özel parkurda kurulan komisyon karşısında yapılan sınavda başarılı olan köpekler sertifikalandırılarak arama kurtarma faaliyetlerine katılmaya hak kazanırlar.
Dünya üzerindeki ilk arama kurtarma köpekleri İsveç’teki Alp Geçitlerinde rahipler tarafından yetiştirilen SN BERNARD ırkı köpekler olarak kayıtlara geçmiştir. Bölge de kaybolan keşiş ve gezginlerin bulunması ve onlara yol göstermeleri amacıyla eğitilmişlerdir. İlerleyen dönemlerde dünya üzerindeki deprem, doğal afet ve arama kurtarma çalışmalarında köpeklerden de faydalanabileceği düşünülerek bu alanlarda eğitim çalışmalarına başlanılmıştır.
En basit anlatımla oyun temelli bir eğitime tabi tutulan köpeklerde aranılan en önemli özellik oyun oynama isteği ve arzusudur. Başlangıçta suni enkaz alanlarında benimsediği oyuncağının saklanarak bulmasını teşvik edip oyunu sürekli hale getirerek eğitimlerine başlanan köpekler ilerleyen aşamalarda eğitmenlerinin saklanıp kendilerini buldurmasıyla eğitimlerinde aşamalı olarak ilerleme sağlamaktadırlar.
Peki arama kurtarma köpekleri enkaz altında bulunan canlı yada yaralı insanları nasıl ayırt edip bulabiliyor sorusu da bu dönemde en fazla karşılaşılan soru olarak karşımıza çıkmakta. Sorunun cevabına baktığımızda ise arama kurtarma köpekleri canlı insan kokusuna duyarlı olarak çalıştıklarından dolayı havayı koklayıp havadaki insana ait koku moleküllerini takip ederek yoğunlaşmaya göre bölgeyi işaretleyip havlayarak, 'burada canlı insan var' sinyali vermektedirler. Enkaz altında kalmış bir insanda korku ve strese bağlı olarak adrenalin hormonunun artmasıyla kan basıncının yükselmesi köpeklerin bu kokuyu almasını çok daha kolay hale getirebilmektedir.
Bunun yanında canlı yada yaralı arama kurtarma köpeklerinden farklı olarak enkaz alanlarında arama kurtarma faaliyetlerinin sonlandırılması ile enkazlarda görev almaya başlayan kadavra köpekleri de kadavranın yaymış olduğu koku sayesinde enkazdaki kadavraları tespit edebilmektedirler. Her tespit sonrası enkaz üzerinde bile eğitmeni tarafından ödüllendirilen köpekler ya en sevdiği oyuncağı yada ödül maması sayesinde oynadığı oyunun bittiğini yeni bir oyuna başlama zamanının geldiğini anlarlar. Bu arama kurtarma faaliyetlerinde köpeklerin eğitimcilerine vermiş oldukları tepkiler bakış, duruş, havlama ve heyecan gibi durumların şiddeti ve isteksizliği hayvanın yorulup yorulmadığını yada çalışmalara devam etme isteğinin olup olmadığını belirten en önemli tepkilerdir.
Depremden etkilenen bölgenin büyüklüğü ve şiddeti göz önüne alındığında ülke genelindeki arama kurtarma köpek sayısının yetersizliği veya ihtiyaca cevap verememesi bu konu üzerinde daha ciddi çalışmaların yapılması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Arama kurtarma faaliyetlerine katılan tüm gönüllü vatandaşlarımıza ve bu çalışmalarda görev alan can dostlarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır.

