Yayınlanma Tarihi :

Pectus Excavatum = Kunduracı Göğsü

Pectus Excavatum = Kunduracı Göğsü

Pectus Excavatum, halk arasında bilinen adıyla Kunduracı Göğsü, göğüs kemiğinin (sternum) ve kaburgaların içeri doğru çökmesiyle karakterize edilen bir göğüs duvarı deformitesidir. Bu durum, göğüs kafesinin önden bakıldığında içe çökük ve içbükey bir görünüm almasına neden olur. Genellikle doğuştan gelen bir durum olan Pectus Excavatum, çocukluk döneminde belirgin hale gelir ve ergenlik döneminde, özellikle büyüme atağı sırasında daha da belirginleşebilir. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülür. Bu deformite, yalnızca estetik bir sorun olmakla kalmaz, bazı vakalarda solunum ve kardiyovasküler fonksiyonları da etkileyebilir.

Pectus Excavatum’un kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, göğüs kemiği ve kaburgaları bağlayan kıkırdak dokunun anormal büyümesinin bu deformiteye neden olduğu düşünülmektedir. Genetik faktörler bu hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynayabilir; Pectus Excavatum, aynı aile üyeleri arasında sık görülebilir. Ayrıca, Marfan sendromu ve Ehlers-Danlos sendromu gibi bağ dokusu bozuklukları olan kişilerde de bu deformitenin görülme olasılığı yüksektir. Kimi durumlarda, Pectus Excavatum, skolyoz gibi diğer iskelet sistemi deformiteleri ile birlikte görülebilir.

Pectus Excavatum’un en belirgin belirtisi, göğüs kemiğinin içeri doğru çökmesidir. Bu çökme, hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve genellikle göğsün orta kısmında daha belirgindir. Şiddetli vakalarda, göğüs kafesinin şekli kalp ve akciğerlerin fonksiyonlarını etkileyebilir. Bu hastalar, fiziksel aktiviteler sırasında nefes darlığı, yorgunluk, göğüs ağrısı ve kalp çarpıntısı gibi belirtiler yaşayabilir. Göğüs kafesinin içeri doğru baskısı, akciğer kapasitesini azaltabilir ve kalbin normal konumunu bozarak kardiyak fonksiyonları etkileyebilir. Hafif vakalarda ise, genellikle fiziksel bir rahatsızlık olmamakla birlikte, göğüs kafesinin görünümü nedeniyle özgüven sorunları ve psikososyal etkiler görülebilir. Özellikle ergenlik dönemindeki gençler, beden görünümleriyle ilgili kaygılar yaşayabilirler.

Pectus Excavatum tanısı genellikle fiziksel muayene ve hastanın tıbbi öyküsü ile konur. Doktor, göğüs duvarının yapısını ve deformitenin derecesini değerlendirmek için hastayı muayene eder. Deformitenin şiddetini ve iç organlar üzerindeki etkisini değerlendirmek için ek tanısal testler gerekebilir. Göğüs röntgeni, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG), göğüs kafesinin iç yapısının ve organların pozisyonunun detaylı bir şekilde incelenmesine olanak tanır. Ek olarak, akciğer fonksiyon testleri ve ekokardiyografi, hastanın solunum ve kardiyak fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılabilir. Bu testler, özellikle şiddetli vakalarda cerrahi müdahalenin gerekip gerekmediğini belirlemede önemli rol oynar.

Tedavi seçenekleri, Pectus Excavatum’un şiddetine, hastanın yaşına ve semptomlarına bağlı olarak değişir. Hafif vakalarda ve yalnızca estetik kaygıların olduğu durumlarda, cerrahi olmayan tedavi yöntemleri tercih edilebilir. Fiziksel terapi ve nefes egzersizleri, göğüs duvarını güçlendirmeye yardımcı olabilir. Bununla birlikte, vakum bell adı verilen özel bir cihaz da kullanılabilir. Bu cihaz, göğüs kemiğini dışarı çekmek için negatif basınç uygular ve bu sayede deformitenin düzelmesine katkıda bulunabilir. Bu tedavi yöntemi genellikle büyüme çağındaki çocuklar ve gençler için uygundur.

Şiddetli vakalarda veya cerrahi olmayan tedavi yöntemlerinin etkili olmadığı durumlarda cerrahi müdahale düşünülebilir. Cerrahi tedavi, göğüs kafesinin yeniden şekillendirilmesini içerir. Pectus Excavatum cerrahisinde en yaygın kullanılan yöntemler, Nuss prosedürü ve Ravitch prosedürüdür. Nuss prosedürü, minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir ve göğüs kafesinin altına yerleştirilen metal çubuklar yardımıyla göğüs kemiğini dışarı doğru iterek deformitenin düzelmesini sağlar. Bu çubuklar genellikle 2-3 yıl süreyle yerinde bırakılır ve ardından çıkarılır. Ravitch prosedürü ise, göğüs duvarındaki anormal kıkırdakların çıkarılmasını ve göğüs kemiğinin yeniden şekillendirilmesini içerir. Hangi cerrahi yöntemin tercih edileceği, deformitenin şiddeti, hastanın yaşı ve cerrahi ekibin deneyimine bağlıdır.

Pectus Excavatum’un önlenmesi mümkün olmasa da erken tanı ve uygun tedavi, özellikle çocukluk döneminde, deformitenin ilerlemesini durdurmada ve göğüs kafesinin görünümünü düzeltmede etkili olabilir. Cerrahi tedavi sonrası hastaların çoğu, fiziksel aktivitelerine geri dönebilir ve yaşam kalitelerinde belirgin bir artış yaşar. Egzersiz ve fiziksel tedavi, cerrahi sonrası iyileşme sürecinin bir parçası olarak kullanılabilir ve göğüs kaslarının güçlendirilmesine yardımcı olabilir. Solunum egzersizleri, normal eklem hareket açıklığı egzersizleri, aerobik egzersizler ve varsa ağrıya yönelik tedavi metodları uygulanır. Ayrıca, hastaların psikolojik olarak desteklenmesi de tedavi sürecinde önemlidir; bu, özellikle genç hastalar için beden algısı ve özgüven açısından kritik olabilir.

Pectus Excavatum, hem estetik hem de fonksiyonel etkileri olan bir göğüs duvarı deformitesidir. Tedavi seçenekleri, deformitenin şiddetine, semptomların varlığına ve hastanın yaşına bağlı olarak belirlenir. Erken tanı ve uygun tedavi, hastaların yaşam kalitesini artırmada ve özgüvenlerini yeniden kazanmalarında önemli bir rol oynar.

Kaynak : Özden Certel

YORUM YAP