
Son iki hafta ülkemiz çok büyük felaketler yaşadı. Hem de öyle böyle değil. Görülmemiş ve yaşanmamış felaketler. Hem yangınlar hem de sel felaketi bir anda bizleri büyük bir üzüntüye sevk etti. Bizler o yaşananları gördükçe kahroluyoruz ve o anlarda ekranların başında ve telefonlarımızda gördüklerimiz karşısında çok büyük acı çekiyoruz.
Yıllardır bizlere üzüntü veren birçok, gerek terörde gerek depremlerde büyük acılar yaşayan milletimiz bu defa bir ayrı acı yaşadı. Şimdiye kadar yaşanan orman yangınları bu denli geniş etkili ve de can kaybına neden olmuyordu. Bu defa çok sayıda hayvan telef olurken, görevlilerden ve vatandaşlardan da hayatını kaybedenler oldu. Hele yanan ormanlarımızınsa çok çok geniş bir alan olduğunu içimiz de yanarak izledik.
Tam bu orman yangınlarının karamsarlığını milletçe yaşarken Kastamonu Bozkurt başta olmak üzere, Sinop ve Bartın’da yaşanan sel felaketi bir anda milletimizi; bundan önce böylesini görmediğimiz görüntülerle ve acılarla baş başa bıraktı. Aman Allah’ım o nasıl bir seldi öyle ve önüne ne gelirse yıkıp deviriyordu!!!
Yaşanan sel nedeniyle benim bu yazıyı yazdığım (Pazar 12.00) saatlerinde 59 vatandaşımız (49 Kastamonu, 9 Sinop, 1 Bartın) hayatını kaybetmişti. 8 vatandaşımızın tedavilerine hastanelerde devam edilmekteydi. Ama kayıpların sayısı? Kayıp için başvurular vardı; Bakanların açıkladığına göre bu sayı da 77’ydi…
İşte böylesine görüntülerini izlediğimiz bir felaket hiç yaşanmamıştı. Ben de buradan hareketle bir iki kelam etmek istiyorum. Neden daha önceki yıllarda böyle bir felaket yaşansın ki? Eski yıllarda o derelerin kenarında o binalar var mıydı ki de yaşansın?!!. Herkesin birleştiği nokta bu ve bu söylemler de yıllardır devam ediyor. Bu söylemler yıllardır devam ediyor ama yıllardır da o bölgenin insanı o tehlikeli yerlere ev yapmaya devam ediyor; yine o bölgenin yetkilileri de onlara izin veriyor. Bunun başka hiçbir izahı yok. “Efendim ev daha üç yıl önce yapılmıştı…” Ne zaman yapılırsa yapılsın böylesine bir sel geliyorsa ayakta durabilir mi hiç?!!
Duramadı ve yıkıldı. Burada felaketin artmasına neden olan tomruklar da ayrı bir konu… Tam nedir nasıl boşanmışlardır, elbette ki soruşturulacaktır…
ACI BÜYÜK… YARDIMIMIZ ŞART
Evet, acı büyük ve orada bulunan binlerce insan şu anda acil bir şekilde yardıma muhtaç. Para değil, günlük hayatını idame ettirecek ihtiyaçlar var.
Türk Ocakları Balıkesir Şubesi, Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi ve Altıeylül Belediyesi Kent Konseyi ile işbirliği yaparak bir ihtiyaç listesi belirledi ve yapılacak yardımların bu anlamda olması gerektiği açıklandı…
Peki, nedir derseniz, Başkan Tahir Korucuoğulları’nın not olarak gönderdiği listeyi yazıma ekliyorum…
-Büyük beden kadın ve erkek iç çamaşırı (alt-üst) – tuvalet kağıdı-ıslak mendil- havlu kağıt-hasta bezi- şampuan-permatik-eşofman altı 3XL- kadın erkek terliği(Büyük küçük)- kolonya- erkek için büyük beden tişört- pijama takımı- kadınlar için ped- kağıt tabak bardak- havlu- banyo sabunu- çocuk bezi (beden-beden) çocuk maması-çay- şeker…
Bu ihtiyaçlar yukarıda belirttiğim organizasyon için tedarik edip teslim edilebilir. Bu bizim en azından elimizden gelen ve onların acılarını bir nebze de olsa hafifletecek bir hasletimizin yerine getirilmesidir. Amacımız; “Devlet ne güne duruyor” polemiklerine girmeden, millet olmanın asli unsurlarından birisini yerine getirmek olmalıdır…

