
Aylardır uzmanlar, yetkililer, sorumlular ve akil insanlar durmaksızın anlatıyorlar; salgına karşı tam önlemin aşıyla mümkün olabileceğini… Buna rağmen resmi rakama göre Balıkesir’de 1. dozu bile yaptırmayan, yani aşıyla tanışmayan 106 bin 148 kişinin olduğu açıklandı…
Bu rakama bir de ilave var ki o da ihmalciler grubu. Bunlar da şöyle belirlenmiş: ikinci dozda 57 bin 919, üçüncü dozda 78 bin 731 kişi aşılarını yaptırmamış, eksik bırakmış.
İkinci ve üçüncü dozlarla birlikte ivedi olarak aşı merkezlerine gitmesi gereken 242 bin 798 vatandaşımız var.
Yani “aşı ne ki salla gitsin” diyenler bunlar. Hatırlatmak lazım işte bunlar gibi söyleyenlerden hemen hemen her gün 2 yüz kişi hayatını kaybediyor hâlâ…Siz neyin kafasındasınız arkadaş? Bakın vefat edenlerin çoğu ya hiç aşı olmamış, ya tamamlamamış kişilerden oluşuyor. Vefatlarından önceki pişmanlıklarını da mı hiç dinlemediniz…
Yapılan son açıklamaya göre elbette ki Balıkesir olarak aşılama sayılarında ülke geneline bakıldığında üst sıralarda yer alıyoruz. Ama Balıkesir’de, salgının etkisinin azalması için aşılamanın hız kazanması gerektiği de bir gerçek ve İlimizde de başta Vali Hasan Şıldak olmak üzere her sorumlu ve yetkili bunu sık sık dile getiriyorlar.
2-8 KASIM LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR HAFTASI
Bugün konumuz sağlık olunca geleceğimiz olan yavrularımız için çok önemli bir tehlikeden de bahsetmek isterim. Bilindiği gibi 2-8 Kasım tarihleri arası Lösemili Çocuklar Haftası…Bu konuda LÖSEV güzel bir bilgilendirme yazısı gönderdi onun da bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim.
“Lösemi en çok görülen çocukluk çağı kanseridir. Çocukluk çağı kanseri önemli bir halk sağlığı ve toplumsal bir sorundur. Bu nedenle herkes, çocukluk çağı kanserinin keskin gerçeği hakkında bilgilendirilmelidir. Dünyada her yıl 0-19 yaş aralığındaki 400 binden fazla çocuk ve ergen, Türkiye’de ise her yıl 8 binden fazla çocuk kanser tanısı almaktadır. Çocukluk çağı kanserleri arasında en çok görülen kanser türü lösemidir ve çocuk çağı kanserlerinin %30'unu oluşturuyor. Her 3 dakikada bir, dünyanın herhangi bir yerinde bir aile, çocuklarına kanser teşhisi konulduğuna dair yıkıcı bir haberle yüzleşmek durumunda kalıyor.
Yetişkinler için ortalama kanser teşhis yaşı 66 iken, çocuklar için ortalama tanı yaşı 6'dır.Çocukluk çağı kanser hastalarının %80'i geç ve metastatik hastalık tanısı alıyor. Dolayısıyla ebeveynlerin farkındalığının artması hayat kurtarıcı rol oynuyor. Çocukluk çağı kanserlerinde erken teşhis, tedavide başarıyı etkiliyor. Hedefe yönelik tedaviler, moleküler düzeyde yürütülen laboratuvar çalışmaları ve görüntüleme teknolojisindeki gelişmeler tedavi başarısını etkileyen diğer faktörler arasında yer alıyor.
Ne yazık ki bu kadar önemli bir halk sağlığı ve toplumsal mesele olan çocukluk çağı kanserine ilişkin mevcut sistemde en iyi bakım ve uzmanlığa erişimde ciddi eşitsizlikler mevcut. Kapsamlı hizmetlerin genel olarak erişilebilir olduğu yüksek gelirli ülkelerde, kanserli çocukların % 80'inden fazlası tedavi edilmektedir. Düşük ve orta gelirli ülkelerde ise bu oran tahminen % 15-45'i aralığındadır. Parasızlık nedeniyle ölüm çocukların kaderi olmamalıdır.
Bu nedenle, hayat kurtaran araştırmalara yatırım yapmak, yenilikçi kanser önleyici ilaçların geliştirilmesi ve bunlara erişimi hızlandırmak, eşitsizlikleri azaltmak, yüksek kaliteli, erişilebilir ve uygun maliyetli sağlık hizmetleri sunmak ve çok daha fazlası temel önceliklerimiz arasında yer almalıdır. LÖSEV Türkiye’de bunun için 23 yıldır lösemili, 12 yıldır da tüm çocukluk çağı kanseri çocuklarla el ele mücadele vererek LÖSANTE Hastanesi’nde %92 başarı ile hayat veriyor. LÖSEV olarak Çocukluk Çağı Kanseri Farkındalık Ayına dikkat çekiyor ve ülkemizdeki her kesimden aileleri çok derinden etkileyen bu farkındalık kampanyasını desteklemeye davet ediyoruz. Çocuklardaki kanser hastalıklarını elimizden geldiğince önlemeli, daha erken teşhis koymalı ve kanserle yaşayan tüm çocuklarımızın ihtiyaç duydukları kaliteli tedaviye erişmelerini sağlamalıyız. Unutmayalım ki tüm çocuklar 18 yaşına kadar eşittirler.

