BIST 100
10.922,86 -0,52%
DOLAR
42,4353 0,16%
EURO
48,8557 -0,17%
GRAM ALTIN
5.573,58 0,35%
FAİZ
39,67 0,23%
GÜMÜŞ GRAM
68,64 -0,28%
BITCOIN
83.514,00 -4,23%
GBP/TRY
55,6033 0,26%
EUR/USD
1,1505 -0,20%
BRENT
62,28 -1,72%
ÇEYREK ALTIN
9.112,81 0,35%
Balıkesir Açık
Balıkesir hava durumu
11 °

ÇOCUKLARIMIZ VE HAK ETTİKLERİ

ramazan karaca

Bundan 2 gün önce 20 Kasım’da “Dünya Çocuk Hakları Günü” kutlandı. Mesele çocuk olunca bütün akan suların durması gerektiği düsturunu benimseyen bir dine ve millete mensup olduğumuzdan, bizim için bu konu çok önemlidir. Her ne kadar son yıllarda çocuklarımız açısından bir takım olumsuzluklar yaşansa ve gözlense de belirttiğim gibi biz bu konuda çok hassasızdır.

Peki, nedir “Dünya Çocuk Hakları Günü” ve ne zaman başlamıştır? 20 Kasım, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”yi imzalamıştır. Çocukların yetişkinlerden daha farklı ihtiyaçlara ve haklara sahip olması gereğinden yola çıkan BM, bu sözleşme ile çocuk haklarını güvence altına almayı hedeflemiş ve taraf devletleri 54 maddeden oluşan sözleşme maddeleri gereğince kendi iç hukuklarında değişim yapmaya zorlamıştır.

Evet, çıkış noktası tamamen insani nedenlere, yoksulluğa ve savaş ortamının sonuçlarının verdiği zararın telafi edilmesi olan böylesi bir günün, elbette ki bu yukarıda saydıklarımızdan başka da mutlaka olumlu uygulamaları olacaktır ve de olmuştur. Çünkü savaşın, terörizmin ve yoksulluğun dışında da diğer ülkelerde çocukların ihtiyaçları ve hakları vardır. Buna bizim ülkemizi de dâhil edebiliriz. Çocuklara karşı gerek aileden, gerekse dışarıdan yapılan bütün haksızlıklar ve şiddetin olmaması ve önlenmesi için tedbirlerin alınması ve uygulanması en başta gelen görevlerimizdendir. Özellikle çocuklarımızın haklarının verilmesi konusuyla ilgili olarak ciddi anlamda çıkarılan kanunlarla tedbirlerin alınması devletin asli görevlerindendir. Bu soyut kavrama somut bir örnek vermek gerekirse; anne ve babasını kaybetmiş bir çocuğa, anne ve babası olup da ona verdiği imkânların aynısını, devletin sunması… Son yıllarda gözlemlediğimiz ve örneklerini gördükçe memnun olduğumuz “Çocuk Evleri” işte bu bahsettiğime örnektir. Bu çok uç noktadaki örnek en önemli bir meseledir ve bu konuda ne yapılsa azdır.

Bu dünyada anne ve babadan mahrum bir çocuğa yapılanlardan daha hayırlı, sevap ve doğru bir şey yoktur. Zaten dinimiz ve peygamberimiz yüz yıllar önce bunu biz Müslümanlara öğütlemiştir. Yani Birleşmiş Milletlerin tespit ettiği “gün” ile gündeme getirdiği buna benzer uygulamalar bizler için hiç de yeni ve bilinmedik şeyler değildir. Ama… İşte buradaki ama içimizi burkmaktadır. Bütün bunlara rağmen hala bizim ülkemizde çocuk hakları konusunda haksızlıkların yapılması ve kötü örneklerin yaşanması bazı insanların kendi özünden ve benliğinden ne kadar uzaklaştığını gösterir. Yüzyıllar önce bizden istenenler hatırdan çıkarılmamış olsa hiçbir çocuğumuzun saçının teline bile zarar gelmez ve olumsuzlukları yaşamadan hayatlarını devam ettirirler…

Yüz yıllardır yaşana gelen örf, adet, anane ve dinimizin emirlerine rağmen yine de günümüzde çocuklara işkence eden, şiddet gösteren ve istismarda bulunanlara karşı devletin en ağır tedbirleri alarak uygulaması konusunda artık herkes hem fikirdir. O zaman bize düşen bunların uygulanıp uygulanmadığı konusunda çok ciddi anlamda denetlemelerin ve gözlemlerin yapılması lazımdır ki, bu görev de hepimize düşmektedir.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?