
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… Birleşmiş Milletler tarafından 1977 yılında ilan edilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün geçmişi çok eskilere dayanıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadının öz değeri ve sahip olduğu temel insani haklar konusunda etkin bir farkındalığa, kadına yönelik şiddetle mücadele hususunda küresel bir bilince vesile olması anlamında birçok etkinliklere imza atılıyor.
Benim başlıktaki cümlem, bu günün ilan edilmesinden yaklaşık on yıl sonra yayınlanan Duygu Asena’nın bir kitap adıydı ve uzun yıllar kadınlarla ilgili negatif söylemlerde dile getirilen bir cümle oldu. Bu kitapta, kadının zaman içinde kendisi için var olabilmeyi hedeflemesi ve verdiği mücadele anlatılıyordu.
O günlerden bugünlere nasıl bir duruma gelindi diye bir soru soracak olursak; daha çok pozitif olmak üzere hem iyi hem de kötü gelişmeler oldu diyebilirim. Kadınlar adına negatif gelişmelerin sistemli ve planlanmış olarak değil de insani, vicdani ve dini duyguları körelmiş, hasta ruhlu kişilikler tarafından oluşturulduğunu düşünüyorum. Hangi negatif durum olursa olsun; onu yaşatanlar bu saydıklarımdan yoksun olanlardır. Başka türlüsü düşünülemez, çünkü biz; kadınlara en yüksek değeri veren kadim bir medeniyetten geliyoruz. Biz kadını ve erkeği bir ve beraber gören, cennet anaların ayağı altındadır anlayışında olan, kadına saygı ve merhamet gösteren, kadını el üstünde tutan, kadına yönelik her türlü incitici davranışa karşı olan bir inancın insanlarıyız. Kadının korunması, sevilmesi ve baş tacı edilmesi gerektiği Peygamberimiz Hz. Muhammed tarafından da vurgulanmıştır. Ayrıca evrensel kuralların da kabul gördüğü yönetim anlayışına sahip bir ülke konumundayız.
Pozitif anlamda gelişmeleri ise şu cümleyle ifade etmek istiyorum; kadınların isteyip de başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Buna somut bir iki haberi sizlere aktararak örnek vermek istiyorum. Bakın nasıl bir mücadele örnekleri var:
Birincisi alt gelir grubunda olup çok zor bir işi başaran iki kadın…
Antakya ilçesinde bulunan Asri Mezarlığı’nın en eski çiçekçilerinden biri olan Gülseren Bozkurt, yaz, kış, yağmur, çamur demeden mütevazı tezgâhının başına geçerek mezarlık ziyaretine gelenlere çiçek satıyor. Gülseren Bozkurt bu zor işten kazandıklarıyla ne yaptığını şöyle anlatıyor:
“Çocuklarıma, liseye başladıkları günden bu yana katkı sunuyorum, onların okuması için çaba harcıyorum. Buradan kazandığım parayla bir çocuğumu okuttum, üniversiteyi bitirdi, kızım da halen yurt dışında Oxford Üniversitesi’nde okuyor”
İkinci örnek de, Türkiye’nin ilk kadın beyin cerrahı olarak tarihe geçen Aysima Altınok… Kafasına koyduğunu yapan bu güçlü kadın, hayatını hastalarına adadı. Hiç evlenmedi ve çocuğu da olmadı. Ama o meslek hayatı boyunca çalışıp kazandığı ne varsa, büyük çoğunluğunu kız çocuklarını okutmaya adadı. Türk Eğitim Vakfı bağışçısı olan 92 yaşındaki Aysima Altınok’u, iki tıp öğrencisi bursiyeri ziyaret etti. Geleceğin doktorları Melis ve Aslı Nur, onu hem bir anne hem de bir idol olarak görüyor…
Son örneğimiz de bir işveren, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli…Kütahya porselenin dekorlama fabrikasındaki 102 çalışanın tamamı kadın. Şirketin yönetim kurulu ile icra kurulunun yüzde 60’ı, yöneticilerinin yüzde 43’ü kadın. Demek ki istenirse böyle de oluyormuş.
Birkaç pozitif örnek daha vererek yazımızı noktalayalım. Şu anda 17 Üniversitenin Rektörü kadın. Bunlardan birisi de biz Balıkesirlilerin yakından tanıdığı İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper…(Bedriye Hocam Salı günü saat 14.00’te EGE TV Anadolu’nun Nabzı programında konuğum olacak)
Türkiye’de 9746 profesör, 7058 doçent, 18 bin 455 doktor öğretim üyesi, 19 bin 152 öğretim görevlisi, 26 bin 355 araştırma görevlisi olmak üzere, toplam 80 bin 766 kadın akademisyen bulunuyor.
Devlet ve vakıf olmak üzere Türkiye’deki 207 üniversitede toplam 3 milyon 971 bin 50 kız öğrenci eğitim görüyor.
Son örnek de Milli Eğitimden olsun: Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 100 bin öğretmen görev yapıyor. Bunlardan 554 bin civarı kadın. 18 bin kadar kadın eğitimci de yönetici pozisyonunda çalışıyor.
Kadınlar Günü tüm kadınlarımıza kutlu olsun…