BIST 100
10.922,86 -0,52%
DOLAR
42,4380 0,16%
EURO
48,9013 -0,08%
GRAM ALTIN
5.552,10 -0,04%
FAİZ
39,67 0,23%
GÜMÜŞ GRAM
68,18 -0,95%
BITCOIN
84.182,00 -1,11%
GBP/TRY
55,6323 0,31%
EUR/USD
1,1513 -0,13%
BRENT
62,56 -1,29%
ÇEYREK ALTIN
9.077,69 -0,04%
Balıkesir Parçalı Bulutlu
Balıkesir hava durumu
7 °

“KAZALAR” KADERİMİZ MİDİR?

ramazan karaca

Evet, İmanımızın altıncı şartı; kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmaktır. Amentü’deki (Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ) ifadesi, kaderin, hayır ve şerlerin hepsinin Allah’tan olduğuna iman etmeyi bildirmektedir. Bu bir tevekküldür. Ama dinimiz; “Önce tedbir sonra tevekkül” ister…

Cumartesi günü meydana gelen trafik kazası hepimizi elbette ki çok üzdü. Bu kazayı hemen hemen bütün açılardan takip ettim. Fotoğrafları kare kare inceledim. Hem Sayın Valimiz Hasan Şıldak’ın değerlendirmelerini hem de başta Bahadır Demirçeviren kardeşim olmak üzere habercileri dinledim. Başta da söyledim, bizim Amentüye imanımız var. Ancak, kocaman bir AMA diyerek devam etmek de, bir analiz yapmak da hakkımız.

İsterseniz biraz eskiden başlayalım; bu yolun siyasiler tarafından dile getirilmesini ben taa Demirel’den beri hatırlarım. Hatta o önceki eski yoldan yetmişli yılların ortalarında kamyoncu olan eniştemle Dursunbey’e gitmiştim de yol bitmek bilmemişti. Demirel’in söylemi dün gibi aklımda: “Evet, Dursunbey’in yol sorununu biliyorum; 572 tane virajı vardır” demişti. Hem uzun hem virajlıdır o yol. Yıllar sonra bugünkü kullanılan yol yapılmıştı. Belki o günkü şartlarda idare ederdi ama aradan yıllar geçtikten sonra bu yolun hala böyle kalması öncelikle “tedbirler” kavramının içine girmesi gereken bir durum. Yani o yol çift gidiş-geliş olsaydı o kaza olmayabilirdi. Bunu diyebilir miyiz elbette ki deriz…Neden bugüne kadar yapılmamış? Bu sorunun cevabını da yetkililer vereceklerdir elbette…

Balıkesir Haber TV’de “İnancımızdan yansımalar” adıyla program yapan, Salih Dülger Hocama sorduğumda şöyle dedi: “Kader, Allah’ın bilmesiyle bağlantılıdır. İki aşamalıdır, 1.si değiştirilemez olandır ki, buna eceli müsemma denir. 2.si ise insanların hür iradeleriyle gelen ecelidir. İşte bu da eceli kazadır. Yalnız ikisinde de unutulmaması gereken; yani aslolan, Allah’ın bilmesidir.”

Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Dr. Ekrem Keleş bakın makalesinde ne yazmış: “Müslümanın tedbiri elden bırakmaması gerekir. ’Kendinizi tehlikeye atmayın.’ (Bakara, 195) mealindeki ayet-i kerime, Müslüman için çok önemli bir prensiptir.

 Allah'ın, irade verdiği insanın sorumluluğuna bırakılan durumlarda kişi, iradesini kullanarak seçme sorumluluğunu doğru bir tercihle yerine getirmek durumundadır. Demek ki tedbir kuldan, takdir Allah'tandır. Tedbir, takdire aykırı değildir. Tam tersine esas İslâmî yaklaşım, tedbirde eksiklik yapmamaktır.”

Bütün bunları “Ya! ecelleri gelmiş sen ne dersen de” diyebilecekler için yazdım.

Şimdi devam etmek istiyorum; burada her iki sürücüyü de ilgilendiren tedbir ihlallerinin olduğunu düşünüyorum. Bunlardan birincisi, kavşak noktasına çıkmak istediği belirtilen, kendisi de kazada rahmetli olan minibüs şoförüdür. Bu tek şeritli yola çıkarken dikkatli ve tedbirli olmalıydı. Ayrıca arkasında 20’ye yakın yolcu olmasından dolayı çok çok daha tedbirli olmalıydı. Çünkü özel otomobili olsa kendisi sadece vefat edebilirdi. Yani can taşıyanların bu anlamda çok çok dikkatli olmaları gerekiyor.

Peki, tanker kamyonunun şoförü? O da tali yol çıkışlarına daha dikkatli girmeliydi. Şerit ihlali yaptığı da belirtildi. Bunlar bizim kaderimizi belirleyen tedbirsizliklere örnektir.

Bakın, Araf 34’üncü ayette net bir şekilde belirtilmiş; “Her ümmetin bir eceli vardır, gelince ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gider.”

Benim eskiden beri aklımdan çıkmayan bir cümle var: ”İnsanı ölümden eceli korurmuş.”  Bütün adrenalinli ve tehlikeli durumlarda aklıma hep bu söz gelmiştir. Yani ecelim gelmediyse bir şey olmaz. Ecelim geldiyse zaten fazla yapacak bir şeyim yok. Ama tabii ki bütün böylesi durumlarda öncelikle gerekli bütün tedbirler alınmadan bu cümleyi söyleyemeyiz.

Valla gençken insan bu kadar vakıf olamıyor ya da ne bileyim kulak arkası edebiliyor ama tek bir gerçek var; eğer dinimizin vecibelerini yerine getirmiş olsak, hem bu dünyada hem de öbür dünyada hiçbir sıkıntımız olmaz. Bence aklımızdan çıkarmamamız gereken tek gerçek bu; kim olursan ol, nerde olursan ol…

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?