
Geçtiğimiz gün hem İhlas Haber Ajansı hem de Anadolu Ajansı güzel bir habere imza attılar. Bizim Balıkesir olarak maalesef yıllarca tam manasıyla önem veremediğimiz yakın köylerimizdeki mandacılığın ses getiren haberiydi bu… Serengeti Parkı gibi görüntüleri ile güzel bir çalışma yaptılar. Öncelikle bu kardeşlerimizi bu çalışmalarından dolayı kutluyorum.
Bu arada Karamanköy’de ev yaptıran ve bugünlerde orada kalmakta olan Sıtkı Şeremetli de aynı günlerde köprünün üstüne çıkarak mandaların geçişini görüntülemiş ve kendi sitesinde yayınlamıştı. Böyle önemli bir konunun ses getirici bir şekilde haber yapılması tabii ki çok önemliydi. Bu arada Bahadır Demirçeviren kardeşimiz :” Rahmetli dostumuz, mesai arkadaşımız Otağ Fırıncıoğulları'nın her yıl Yakupköy'e giderek çekimlerini yaptığı manda haberini, bu yıl da Ömer Kantarlıoğlu ve Hakan Küçükakman’ın emekleri ile onların objektifinden servis ettik. Mekanı cennet olsun...” diyerek Otağ kardeşimizi rahmetle yâd etti. Ben de böylesi haberleri hep koklayan ve kovalayan Otağ kardeşime bir daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ayrıca Miraç Kaya kardeşimiz de belgesellik görüntülerin olduğunu ve bu anlamda Anadolu Ajansı olarak ileriye dönük daha geniş çalışmalar yapacaklarını belirtti…
Şimdi gelelim bu önemli konuda birkaç kelam etmeye…Bu konuda bendeniz de tam 9 yıl önce Yakupköy’e giderek Karesi Televizyonu için güzel bir program çekmiştik. Büyük bir bölümünde de mandacılık üzerinde durmuştuk ve biz program yaparken onlar da meradan gelmekteydiler. O zamanlarda böylesi Serengeti Parkı’nı hatırlatacak görüntüler oluşmamıştı. Sayıları ve görüntüleri bu kadar değildi yani. Ayrıca drone da yoktu öyle görüntüleri çekecek. Her neyse işte o günlerde bu konuyu konuşurken, özellikle bu anlamda desteğin çok olmasını ve geliştirilmesi gerektiğinin üzerinde durmuştuk. Geçen bu yıllar içinde öyle anlaşılıyor ve röportajları okuyunca anlıyoruz ki, önemli bir gelişme kaydedilmiş. Biz Balıkesirliler olarak yıllardır mandanın yoğurdunu da kaymağını da tüketiyoruz. Yok, Afyonmuş; yok şurasıymış hepsi hikâye Balıkesir’in kaymağı hiçbir yerde yok. En azından şu anda yok, çünkü diğer bazı yerlerde kremayı kaymak diye satıyorlar. Kişisel anlamda ben de bu ürünleri çok küçük yaşta, Yağcılardaki babaannemlerin mandalarından tüketen şanslı biriyim.
Peki, bu konuda atılan adımlar ne derecede yeterli. Biz Türkiye’yi doyuran İl Balıkesir derken boşuna demiyoruz. Bunu her geçen gün artık daha iyi anlıyor ve idrak ediyoruz. Yıllar önce yapılması gerekenler yeni yeni yapılmaya başlıyor. Mandacılık ve ürünlerinin ne kadar değerli bir üreticilik olduğunu anlatmaya gerek bile yok. Balıkesir’den her gün sıhhatli bir şekilde kilolarca manda ürünleri göndersek sadece İstanbul’un ihtiyacını bile karşılayamayız. O kadar değerli ve tüketilen bir gıda çeşidi.
Bunun için ne yapılmalı derseniz, bakın geçenlerde Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli geldiğinde bizim bilmediğimiz Erdek’te midye çiftliklerinin olduğunu ve önemli bir üretim yaptıklarının haberlerini okuduk ve yazdık. Bu düzeyde yani Bakanlık düzeyinde atılacak adımlarla mandacılığın Balıkesir’de çok çok daha fazla ivme kazanması sağlanır. Yoksa salla gitsinlerle değil. Yerel yönetimlerin de başta Büyükşehir, Karesi ve Altıeylül Belediyelerinin de mutlaka yaptıkları veya yapacakları vardır. Varsa özendirici olması açısından kamuoyu bilgilendirilmelidir.
Hatta arkadaşlarımızın haberde verdikleri gibi Afrika’daki Serengeti Parkı’nı andıran görüntülerin izlenmesini sağlayacak yatırımlar da yapıla bilinir.
Ama öyle ama böyle Balıkesir’de yok yok… Var olanın bizler de, bizi yönetenler de kıymetini ve değerini çoook iyi bilmemiz ve gereğini yapmamız lazım.

